Pazar günü sekiz saat süren, oldukça gergin geçen hatta Erdal Coşkun Yağcı isimli bir üyenin kalp kizi sonucu vefatıyla sonuçlanan Beşiktaş İdari ve Mali Genel Kurulu gerçekleştirildi. Hemen baştan söylemeliyim ki, yıllardır katıldığım kongrelerin kalite düzeyi en düşük olanıydı. Bilhassa yeni üye olan gençlerin kot ve fanilayla kürsüye çıkmasından tutun da, yöneticilere bel altı hakaretlere, konuşmacıları yuhalamaya varan tutumlarını herkes gibi bende hiç hoş karşılamadım... Kulisde yönetimden bazılarıyla sohbet ettiğimde, kendilerinden bu manzaranın sebebinin yıllık giriş ve aidatların düşürülmesinden  kaynaklanmış olabileceğini duydum, pek katılamıyorum, bence bu sorun tüm  ülkeye ait, yani genel ahlak erozyonu diye düşünüyorum.

Kongrenin içeriğine girecek olursam, mali durumla ilgili Beşiktaş İkinci Başkanı Ahmet Nur Çebi gayet net ve anlaşabilir bir sunumla konuyu açıkladı. Özet: Demirören döneminden devir aldıkları 583 + faiz ve kur farklarından doğan 182, tamamı 765 milyon lira borç, şu andaki borç miktarı 867, yani 3 yıllık icraatları döneminde sorumlu oldukları borç miktarı yuvarlak 100 milyon lira... Bunun içinde yeni stat var, transferler var, eskiden kalan icra dosyalarının temizlenmesi, futbolcu ve teknik direktörlerin UEFA'da sonuçlanan tazminat alacakları var, biraz insaf, biraz vicdan. O nedenle borçla ilgili en ufak bir eleştiriyi hak etmiyor Fikret Orman yönetimi. Bu durumun yaratıcısı İstinye'de makamında oturuyor.

İdari açıya gelirsek, daha doğrusu kurul üyelerini ve taraftarları ilgilendiren sportif başarıya: bayan voleybolün küme düşmesi, basketbol takımının play-off a kalamaması ve tabi en önemlisi futbolda alınan üçüncülükler... Bu konuda çok ağır eleştiriler geldi konuşmacılardan ancak bana göre bu tenkitler genelde çok haksızdı, konuşma sırası bana geldiğinde bunu belirtmeye çalıştım zaten.. Efendim iki sezondur göçebe kuşlar gibi oradan oraya uçacaksınız, tribün geliriniz,saha avantajınız olmayacak, mali durumla boğuşacaksınız, tüm bu olumsuz koşullara karşın tam rakiplerinizin bir adım önüne geçtiğinizde 'derin futbol' tarafından engelleneceksiniz, peki birisi bana söyleyebilir mi, nasıl gelecek herkesin arzuladığı şampiyonluk, el insaf..

Bu bağlamda ben yönetimi ve Bilic'i başarısız bulmuyorum, genel kurulda da özellikle Bilic'in devam etmesi yönünde görüşler sunuldu, tabi son karar yönetimin.

Yönetim idari ve mali açıdan oy çokluğuyla ibra edildi, ama salonun tahminen 1/3 oranının ibra etmemesini çok acımasız bulduğumu belirtmeliyim, zaten bunun üstüne son konuşmayı yapmaya kürsüye gelen başkan da 'erken seçim' kararını açıkladı. Bence olumlu bir karar, olağanüstü seçim kongresi bir anlamda yönetimin güven oylaması olacak... Hayırlı olsun...