Mutluydum... Bir akşam önce, oğlum Burak’ın nikahını kıydık...Seçkin davetlilerin tanıklığında, Mahide kızımızla hayatlarını birleştirdiler...

Sıkıntısı, stresi, külfeti hepsi bir anda bitiverdi... Müthiş bir rahatlık vardı üzerimde... Bütün yorgunluğumu atmıştım...

Ertesi gün (dün) İzmir’den gelen misafirlerimi bir dostumun aracıyla, havalimanına bırakıyordum...

Atatürk Havalimanı’nın girişindeki kontrol noktasında polis, “Sağa çek” dedi... Kimlikler, ehliyet ruhsat... Her şey tamam, eksik bir şey yok...

Memur bey, ne iş yaptığımı sordu... Basın kartımı gösterip, “Gazeteciyim” dedim...
Sonra, “Aşağıya iner misiniz?” dedi...

İndim...

Ayak üstü, çeşitli sorular sormaya başladı... Aracın kime ait olduğundan tutun da, misafirlerimin, isimlerine, ne iş yaptıklarına kadar... Bir an, suç işlemiş de sorguya alınmış gibi hissettim kendimi... Ve itiraz ettim, “Sorguda mıyım, ne oluyor? Ne yapıyorsunuz?"
Cevap vermeden, “Siz şöyle bekleyin” deyip başını aracın içine soktu ve misafirlerime sorular sordu. Ardından, kimliklerimizi ve belgeleri iade etti...

 Tabi merakım daha da arttı... Bir ihbar mı, şikayet mi, şüphe mi ne?
 “Hayır” dedi. Korsan taksiciliğe karşı, genel bir uygulamaydı...

Yani birilerinin, ticari ya da ‘damalı’ olmaksızın, kendi özel araçlarıyla taksicilik yapıp ‘haksız kazanç’ sağlamasını engellemeye dönük bir uygulamaydı. Öyle söyledi memur bey...
“İyi de kardeşim, size kimliğimi beyan ettim... Benden ‘korsan taksici’ olur mu?” demeye kalmadı, memur bey sıraladı... “Olur mu efendim... Ne insanlarla karşılaşıyoruz. Avukat, doktor, öğretmen... Vs...”

İşte buna inanası gelmiyor insanın...  Hadi öğretmeni bir ölçüde anlarım... Onlar daha bir dar gelirli... Hayat pahalılığı ek bir kazanca zorlayabilir... Ama avukat ve doktor... Olacak şey değil... Eğer öyleyse, bu ülkedeki geçim sıkıntısı ve ekonominin durumunu varın siz düşünün!


Hal böyleyken; aklıma polise verilen ‘makul şüphe’ yetkisi geldi... Polis istese, kılığını kıyafetini, yürüyüşünü beğenmeyip, “Senden şüphelendim” deyip, rahatça sizi gözaltına alabilir. ‘Potansiyel suçlu’ gözüyle, sorgulayabilir... Böyle bir yetkisi var... Ve bunu düşünüp, kendimi şanslı saydım. Allah korusun! Bir başka ‘makul şüphe’ üzerine karakola gidip iki gün de orada kalabilirdim.