Altaylı: Trenden inen seçmen, bir daha binemez mi?

Altaylı: Trenden inen seçmen, bir daha binemez mi?

Habertürk yazarı Fatih Altaylı, bugünkü köşe yazısında demokrasiyi konu alarak, "Demokrasilerde trenden inen seçmen, bir daha binemez mi?" dedi.

Gazeteci Fatih Altaylı'nın "Demokrasi treni" başlığıyla yayımlanan yazısında "Bir tren boş kalır, yolcu bulamazsa ya vagonlarını tamir eder, hizmetini düzeltir ya da gittiği istikameti gözden geçirir ve yolcusu daha çok olan yöne sefer yapmaya başlar." ifadelerini kullandı. 

Altaylı, sözlerine şöyle devam etti:

Demokrasilerde trenden inen seçmen, bir daha binemez mi?

Garip bir sual gibi duruyor.

Ya da “İnerseniz bir daha binemezsiniz” demek “CRM” olarak ne denli doğru.

CRM dediğim, “müşteri ilişkileri yönetimi”.

Siyasette partileri trene benzetmek fena bir yaklaşım değil aslında.

Hızını, vagonlarını, koltuklarını ya da kuşetlerini, restoranını beğenip biniyorsunuz.

Bir dahaki istasyona kadar inmek yok.

Yani iki seçim arası inemezsiniz.

Sonra istasyon geliyor. Yani seçim.

Vagondan, vagonda aldığınız hizmetten ve trenin sizi götürdüğü istikametten memnunsanız aynı trende devam.

Yok eğer yanlış trene bindiğinizi düşünüyorsanız, kondüktör sizi götüreceğim dediği yere götürmüyorsa, tren fazla kalabalık olduğu için ya da görevliler yorgun ya da umursamaz olduğu için beklediğiniz hizmeti alamıyorsanız, istasyonda trenden kendinizi atıyorsunuz ve başka bir trene biniyorsunuz.

Demokrasiye çok uygun bir durum.

Zaten öyle olmasa tek tren, tek hat yeter.

Zorla bindirilirsin, makinist nereye gazlıyorsa seve seve olmasa da mecburen gidersin.

Demokrasi, yolcuların tren değiştirebildiği rejimdir.

Bir tren boş kalır, yolcu bulamazsa ya vagonlarını tamir eder, hizmetini düzeltir ya da gittiği istikameti gözden geçirir ve yolcusu daha çok olan yöne sefer yapmaya başlar.

Demokrasilerde inenin bir daha bindirilmediği tren olmaz.

Çünkü imdat freni iyi bir şey değildir.

Kullanılmaması gerekir.