Rusya ile yaklaş(ma) krizi!

Approach! Türkçe karşılığı; yaklaşma! Havacılıkta kullanılan İngilizce bir terimdir… Uçakların havaalanlarına yaklaşma, alçalma ile iniş ve kalkışlarındaki pozisyonlarında geçer... Ve belli kuralları içerir. Uçaklar bu kurallara uymak zorundadır. Ancak sivil (örneğin yolcu uçağı) ve askeri alanlardaki uygulama içerikleri farklıdır.

            Suriye sınırında düşürülen Rus askeri uçağı bu kurallara uymadığı için “Birleşmiş Milletler Angajman kuralları uyarınca” Türk Hava Kuvvetleri tarafından vuruldu.

Ses kayıtlarına göre, iki Rus askeri uçağı defalarca uyarıldı… Sınıra, 32 km kala, 27 km kala, vesaire… Defalarca yapıldı bu uyarılar… Uçaklardan hiçbir tepki gelmedi. Ancak bu uçakların biri geri döndü. Diğeri ise uyarıları ciddiye almayıp, ihlalde ısrar edince vuruldu… Uçak düştü, 2 pilot paraşütle atladı… Biri kurtuldu, diğeri ise rejim aleyhtarları tarafından hunharca öldürüldü. (Ölen pilota rahmet Rus halkına başsağlığı diliyorum)

X X X

Buraya kadar tamam…

Ancak kafama takılan kimi sorular var…

Uçağın kurtulan pilotu, Lazkiye’de yaptığı açıklamada sınır ihlali yapmadıklarında ısrar ediyor ve kendilerine hiçbir uyarıda bulunulmadığını söylüyor!

Genel Kurmay Başkanlığı ise, yukarıda da belirttiğim gibi Türk pilotların, uyarılarla ilgili ses kayıtlarını açıklıyor…

            İki farklı iddia…                      

            X X X          

Elbetteki; doğru kabul edilmesi gereken, Genel Kurmay’ın açıklamasıdır. Mantık bunu öngörüyor… Zira, Türk uçakları, herhangi bir taciz veya tehdit olmaksızın böyle bir kaosun içine neden girsin? Kaldı ki Türkiye, Rusya ile bir savaş durumunda değil.

            O zaman da akla şu sorular geliyor;

Acaba Rus uçaklarının bu uyarıları alacak iletişim frekansları mı kapalıydı? Yoksa, bilerek mi kapattılar? Çünkü bu tür operasyonlarda uçaklar, görev tamamlanana kadar bazen frekanslarını kapatabilirler. Bunu, bazen pilotlar kendi inisiyatifleri bazen de komuta zincirinden verilen emirle yaparlar… Ancak, uçaklardan biri bölgeden uzaklaşırken, öteki neden ihlale devam etti? Yoksa, ihlalde ısrar eden ikinci uçağın pilotları İngilizce mi bilmiyordu? Bu da olacak şey değil!

            İkinci bir ayrıntı ise, ihlal ile ilgili…

            Benim bildiğim ihlal fiili, sınırı geçmektir… Sınıra, 30 km ya da 27 km mesafedeki fiili durum karşısında olsa olsa, ancak, “ihlal edeceksin” uyarısı olabilir. Kaldı ki saatte 1000 km üzerinde hızla uçan bir uçağın aynı mesafede 5 dakika nasıl kalabildiğini de anlayabilmiş değilim. Mantık bunu öngörüyor. Bu ise “ateş açma” emrini tartışma konusu haline getirir. Ki, olayı yakından izleyen ABD’nin bu konudaki açıklaması, oldukça manidardır. Ve bu emirler kayıtlı emirlerdir. Emri kimin verdiği bellidir.

X X X

Olayın siyasi boyutlarına gelince…

Belli ki Rusya, daha doğrusu Putin, “Ortadoğu kartı”nı daha sağlam kullanabilmek için Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak istiyor. Kanımca Türkiye’yi “IŞİD’e katkı sunan” ülke konumuna oturtma niyetinde. Ki, hatırlanacaktır Putin, terör örgütü IŞID’e destek veren ülkeler arasında isim vermeden “G 20” üyelerinin de bulunduğunu açıklamıştı.

İşte Türkiye bu tuzağa düşmemeli. Bu iddiaları boşa çıkaracak bir strateji izlemeli. Bu krizi iyi yönetmeli. Ne alttan almalı, ne de “höt höt höt” politikası gütmeli.

Belli ki Rusya bu durumu kullanacak. En azından Putin, kendi kamuoyunu rahatlatmak için bir süre “kriz politikası” izleyecek. Nitekim, hemen Türkiye’ye örtülü bir ambargo koymaya başladı. Türkiye’nin stratejisi ise Churchill’in söylediği gibi “krizi ertelemek” olmalı. Nato’ya fazla güvenmeksizin (ne de olsa Nato Amerikadır) Moskova ile direkt temas ederek, egemenlik hakları temelinde, bölgesel menfaatlerini koruyacak, “yumuşak ama kararlı” bir politika gütmeli.

Önceki ve Sonraki Yazılar