Saray kurtuluşu Hoca'sının partisinde arıyor!

AKP ile CHP arasındaki “not alma” süreci tamamlandı, gözler iktidara çevrildi. Görünürde Davutoğlu’nun, perde arkasında Saray’ın vereceği karara göre, yeni yol haritası 10 Ağustos’a kadar netleşecek.
Saray erken seçim istiyor, Davutoğlu ise siyasi geleceğini dikkate alarak koalisyona daha yakın duruyor. Davutoğlu’nun Saray’a rağmen CHP ile bir hükümet kurması beklenebilir mi?
Büyük sürpriz olur! Erdoğan’ı tanıyan, AKP’yi bilen hiç kimse buna ihtimal vermiyor. Türkiye’nin yarınlarını şekillendirecek oyunu yine Erdoğan kuruyor.
Diyelim AKP-CHP ihtimali yaşama geçmedi, müstafi Başbakan, CHP ile hükümet kuramadı. O koşulda Erdoğan, CHP lideri Kılıçdaroğlu’na görev verecek mi? Saray daha önce vereceğini açıklamıştı.
Bugün MHP’nin katı tutumunu dikkate alarak vermeyeceğini iddia edenler olsa da 8 Haziran’dan bu yana zamana oynadığı netleşen Saray’ın CHP liderini görevlendirip 45 günlük süreyi tüketme yoluna gideceğine dair beklenti yüksek. Aynı amaçla CHP ile “görüşmelere” geçilmesi de olası. Ardından Saray’ın yeni takvimi işleteceği belirtiliyor.

***

Nedir o takvim?
MHP ile Kasım ya da İlkbahar’da seçim koşulu ile azınlık hükümeti denemesi veya Meclis’ten erken seçim kararı çıkartmak. Başbakan Yardımcısı Arınç da MHP’ye gidebileceklerini önceki gün ilan etti.
24 Ağustos itibariyle hükümet güvenoyu alamazsa Anayasa gereği seçim hükümeti kurulacak. Saray bunun yerine AKP’li Hükümetle, iktidarda seçimi tercih ediyor. Bakanlıkları üç ay da olsa muhalefetin yönetmesine karşı çıkıyor.
Bu noktada MHP’nin HDP’li kabine yerine AKP’li hükümeti tercih edebileceğine güveniyor. Saray bunu arzuluyor ama MHP azınlık hükümetine soğuk bakıyor, destek vermeyeceğini ifade ediyor. Birkaç hafta içinde tablo netleşecek ve Davutoğlu, herkesi şaşırtıp, Saray’ı karşısına alarak bir koalisyon ortaklığına girişmezse Türkiye Kasım’da sandığa gidecek. Saray ilk günden beri bunu zorluyor, kurgularını da ona göre yapıyor.
O amaçla Deniz Baykal’ı devreye soktu, MHP’yi kışkırtarak yüzde 60’lık bloku çökertti. HDP’yi baraj altına itmek için olmadık oyunlara başvurdu, çözüm sürecinin sonlandığını açıklayıp, bölgeyi, ülkeyi kan gölüne çevirebilecek bir savaşı tetikledi.
HDP’yi ve Demirtaş’ı hedef seçip, PKK ile ilişkilendirip, kapatma davaları, dokunulmazlıklar benzeri hukuki ve siyasi yok etme, itibarsızlaştırma operasyonlarına hız verdi. Bizzat yol gösterip, ön ayak oldu.
Kendisini başkanlıktan ve iktidardan eden HDP’yi baraj altına itmenin kilometre taşlarını döşedi. HDP’yi yüzde 10 çıtasının altına çekmek AKP’nin tek başına iktidarına kapı aralamak anlamına geliyordu. O arada milliyetçi oyları da AKP’ye akıtacağını tasarlıyordu.

***

Ankara’da Saray’daki derin mühendisliğe dönük temel soru şu:
“Yapılan plan geri teper, seçmen akan kanın hesabını AKP’den sormaya kalkarsa ne olacak? Son seçimde ısrarla AKP’ye oy veren yüzde 4 civarı Kürt seçmen sırtını Saray’a dönerse Erdoğan ne yapacak?”
Saray bu tehlikeleri, olası tepkiselliği öngörüyor. Binde birden yüzde ikilere kadar alabileceği tüm oyları bünyesinde toplayıp, buyurgan iktidarını sürdürmek adına seçim yolunda yeni yeni oy kapılarını çalmaya hazırlanıyor. Bazı kapıları ise çoktan aşındırmaya başladı. Bir kez daha 2007’den bu yana pek çok seçimde başvurduğu taktiğe yönelecek.

***

Anımsayalım. Kendine rakip gördüğü, birkaç puan bile olsa çalabileceğini düşündüğü partileri işlevsizleştirmişti. Demokrat Parti Genel Başkanı Süleyman Soylu, HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, MHP’nin kurucu lideri Alparslan Türkeş’in oğlu Ahmet Kutalmış Türkeş’i AKP’ye transfer ederek, olası oy bölünmesini engellemişti.
Benzer bir yöntemi bu kez doğup, büyüdüğü sonra terk ettiği milli görüş çizgisinde deneyecek. Kulislerde Saray’ın Saadet Partisi’nin (SP) içine el attığı ve olası erken seçimde ittifak yapmak istediği konuşuluyor. Hedefinde Erbakan Hocasının mirasını AKP’nin içinde eritmek var.
Gerçi, Erdoğan milli görüş gömleğini çıkarttığını ilan edeli çok oldu. O nedenle hocası Erbakan’dan hayli fırça yedi, tabandan tepki de aldı ama iktidarını ayakta tutacaksa o gömleği yeniden giymekten geri durmayacaktır.

***

Seçim öncesinde konu gündeme gelmiş ancak SP’nin ak sakallılarının karşı durması üzerine yaşama geçmemişti. Şimdi hayli güçlü temaslardan, yüksek sayılı vekil pazarlığından söz ediliyor.
Kamalak’ın bu ittifaka karşı olduğu biliniyor. SP lideri bir süredir çözüm sürecinin sonlanmasından İncirlik’in açılmasına kadar pek çok konuda AKP politikalarına temelden karşı duruyordu. Erdoğan’a bir de “endişe mektubu” yazmıştı.
Kamalak’ın tek başına karşı durması yeterli olur mu? SP’nin Erbakan’ın okulundan yetişen deneyimli isimlerinin bir bölümü de Kamalak’tan farklı düşünmüyor. Ancak, Saray’ın hedefinde başkaca etkili isimler ile oğul Fatih Erbakan’ın olduğu ileri sürülüyor.
Yine bazı önemli SP’lilerin son dönemde iktidarın milli görüş çizgisine yakın politika ürettiği gerekçesiyle ikna edildiği savlanıyor.
Saray’ın hedefindeki bir diğer siyasi küme Büyük Birlik Partisi (BBP). Seçim öncesinde o çevrelerle de temaslar yürütülmüş, ancak milletvekili sayılarında anlaşma olmadığı için işbirliği sağlanamamıştı. Bunun üzerine SP ve BBP seçim ittifakı yapmışlar, yüzde 2,1 oranına ulaşabilmişlerdi.
İktidarın PKK’ye, çözüm sürecine yönelik tutum değişikliği BBP kanadında bugün olumlu karşılık bulabilir.
Seçimin ardından AKP içinde “SP ittifakı olsa yaratacağı sinerji ile belki de kıl payı iktidarı yakalayacaktık” çıkışları yapanlar da olmuştu.

***

Bir taraftan Davutoğlu koalisyon görüşmelerini yürütürken diğer yanda Saray gözünü iki puana dikmiş, siyasetin arka odalarında tek başına iktidar arayışlarını sürdürüyor.
O iki puan Erdoğan için çok değerli, çünkü AKP’yi 43’lere taşıyor. Milliyetçi oylardan devşirilecek birkaç puan da hesaba katılırsa AKP’nin 45’lere ulaşıp kıl payı iktidarı yakalayacağı varsayılıyor.
Erdoğan, seçim satrancında kritik hamlelere imza atmayı sürdürüyor. Yaptığı her hamle AKP ve Davutoğlu adına ağır riskler taşıyor.
Bugün kurtuluşu dün sırt çevirdiği hocasının partisinde arıyor. Özelikle de kan akarken iktidar hırsı ile erken seçimi zorlaması, milli görüş tabanından -ve belki tavanından da- ummadık tepkiler görebilir.
13 yıldır Erdoğan’a muhalefet eden Erbakan Hoca’nın gerçek talebeleri Saray ve şürekasına unutamayacakları bir ders verebilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar