Sinemamızın en akıllı kadın oyuncusuna veda

“İlkokulu okumuş, bitirir bitirmez de daha 13 yaşındayken ilk sevdiği erkekle evlenivermişti… Yoksul bir aileye mensuptu. 13 yaşının çocukluğu içerisinde kocasını anası, babası, her şeyi gibi sevmiş ama evlendiklerinin daha beşinci ayında adamı, bir başka kadınla kendisine ihanet ederken yakalamıştı.”

Dönemin en gözde magazin gazetecilerinden Halit Çapın, 1964’de Pervin Par’ı işte bu sözlerle tanıtıyordu.

Aslında, Çapın’ın sunuşunu bıkmadan ve gözyaşları ile izlediğimiz Yeşilçam melodramları ile kıyaslarsak, çağdaşlık konusunda ahkâm kesme yarışında düelloyu pek seven aydınlarımızın küçümsediği bu filmlerin ne kadar gerçek olduğunu anladığımızda dehşete düşmemek elde değildir!

Sinemamızın bir trajedisi de, bizzat sinemanın kendisinin geçmişini, ailesini, sevdiğini, velhasıl her şeyini kaybedip var olma savaşına en alttan başlayan kişilerin başarı öykülerinin toplamı olmasıdır!



İhanetin ve yoksulluğun kızıydı

1939’da doğan Pervin Doyum, daha Par soyadını almadan önce, tam anlamıyla yoksulluğun ve ihanetin dibini yaşamıştı.

Evliliğinde ihaneti yaşadıktan sonra İzmir’de bir fotoğrafçının yanında kasiyer ve rötuş işlerinde çalışan Pervin, 18 yaşına bastığında artık haftalık 50 liraya talim etmeye razı gelmez ve İzmir’in kadim mahallesi Karantina’yı terk etmeye karar verir: “Saf, dünyaya inanan, insanları seven bir kişiydim. On yaşında hissediyordum kendimi… Bir kuş gibi rahattım. İstanbul’a gitmeyi, orada kendimce yaşamayı, artist olmayı koymuştum kafama…”

Dikkat edilirse, ‘di’li geçmiş zamanda kurduğu cümle, hayata bakışının da kökten değiştiğini ifşa eder.

Atıf Yılmaz hayatını değiştirdi

Uzun süre sevgilisi olarak da bildiğimiz Atıf Yılmaz ile, daha ayağını Sirkeci’ye basar basmaz tanışması şansı mıdır, yoksa şansızlığı mı, bunu yorumlamayı geçiyorum, ama, son günlerde yazılanların aksine, Pervin Par’ın ilk filmi 1957’de Atıf Yılmaz’ın yönetmenlik koltuğundaki 11. filmi olan ‘Gelinini Muradı’dır.

1951’de ‘Mezarımı Taştan Oyun’ ile başladığı Yeşilçam serüveninde, artık popüler bir yönetmen olarak tanınan Atıf Yılmaz’ın koruyucu kanatları altında üne kavuşacağı bu filmden 1500 lira aldığını Pervin Par kendisi açıklamıştır.

Neredeyse hepsi “hayat arkadaşı” Atıf Yılmaz’ın yönetmenliğinde çekilen 20 kadar filmden sonra, kalbini bu kez yine bir erkeğe teslim edecektir. 1950’de subaylığı bırakan, 1951’de Yıldız dergisinin açtığı yarışmada Ayhan Işık’la birlikte birinciliği paylaşan ve dönemin en ünlü yapımcı-yönetmeni Faruk Kenç’in ‘Hürriyet Şarkısı’ filmi ile oyunculuğa başlayan Mahir Özerdem Yeşilçam’ın bu sıra dışı oyuncusu ile alevlenen yıldırım aşkını evliliğe dönüştürmeye karar verdiğinde tarih 1960 Mayıs ayını göstermektedir.

Bu evlilik süresinde sinemadan uzaklaşan Pervin Par, evliliğin yıkımıyla yeniden sinemaya döner ve acı/garip rastlantıdır ki, oyuncunun dönüşüne yardımcı olan ve ona yeniden başrol veren yine Atıf Yılmaz’dır!

1965’e gelindiğinde film başına 7500 lira alan Pervin Par, hayatının zirvesini yaşarken, kendisini evlatlıktan reddeden babası ile de ilişkilerini yeniden düzene sokmuştu.

Sinemanın en akıllı kadın yıldızı

Gerçi çok değil, sadece 2 sene sonra elindeki her şeyi yitirip, kütüphanemdeki 400 kitap dışında hiçbir varlığım yok diyecekti, ama daha ’64 yılında magazin dünyasının Yeşilçam’ın “kadın yıldızlar içerisinden iyi konuşmasını bilen ve en fazla kültüre sahip olanıdır” yargısı daha da büyüyerek, güzel oyuncuya karşı büyük bir saygıya dönüşecekti.

Unutulmaz Pervin Par filmleri

1968 yılında genel seçimler öncesinde yıldızlar arasında yapılan soruşturmada, pek çoğunun yaptığı gibi, ‘sevenlerimi kırmayayım’ gibi bir riya içine girmemiş ve içinden geçeni dosdoğru söylemişti: “Bütün partilerin birbirinden aşağı hiçbir tarafı yok. Oy kullanmayacağım. Çünkü, hiçbirine inanmıyorum.”

Yaklaşık 100 filmde oynadığını tespit edebildiğim Pervin Par hakkında, diğer oyuncularımız hakkında olduğu gibi, güvenilir bir kaynakça yoktur. 1957’de girdiği sinemada, örneğin Türk Sinematek Derneği ile birlikte, sinemamız hakkında yurt dışında düzenlenen konferanslarda tebliğler sunduğu bilinir ama, ödülleri bilinmez.

‘Bir Avuç Toprak’, ‘Alageyik’, ‘Dağ Başını Duman Almış’, Gurbet Kuşları’, ‘Haremde Dört Kadın’, ‘Burçak Tarlası’, ‘Hudutların Kanunu’, ‘Fakir Kızın Romanı’, ‘Menekşe Gözler’ gibi sinema tarihimizin unutulmaz filmlerinde oyunculuğu ile yönetmenlerin ilk tercihi olmuş Pervin Par’ın sinemaya veda ettiği film ise 1977 yapımı ‘Çırılçıplak’tır.

Pervin Par gibi, entelektüel donanımı ile de saygın bir yeri olan oyuncu için Yeşilçam’ın dayanılmaz bir ortama dönüşmesi anlaşılır. Usta oyuncu, bir ara şarkıcı olarak İstanbul’da tutunmayı denese de, çabuk pes eder ve kendisini bekleyen güzel yurduna geri döner.


Yeşilçam’ın küçük hesaplarla teslim olduğu ‘seks filmleri furyası’na restini çekerek ana yurdu İzmir’e dönen sanatçı, orada yeni bir hayata başladı.

Çiçekçilik işiyle, sanıyorum hayatının en huzurlu ve sakin yıllarını geçiren Pervin Par son iki yıldır mücadele ettiği lösemiye ne yazık ki, yenik düştü.

Sanatçımızı çok sevdiği ve son yıllarını geçirdiği Çeşme, Dalyan’da sonsuzluğa uğurladık.

Önceki ve Sonraki Yazılar