Sosyal inovasyon Toplumsal yenilik

Olur mu böyle?
Ne olacak bu..?
Ben olsam…
Kaç kez bir toplumsal sorunun çözümü üzerine bir iç konuşma yaparken yakaladınız kendinizi?
Ya da bir çözüm fikrinizi bir başkasıyla paylaşıp soruna yeni bir çözüm üretmeye çalıştınız mı?
Bunlar çalışma şartlarından eğitime, toplumsal gelişimden sağlığa pek çok alanda büyük ya da küçük herhangi bir toplumsal sorun olabilir. Yanıtınız ‘evet’ ise siz de sosyal girişimci olma yolunda ilk adımı atmışsınız demektir.
Sosyal inovasyon ya da toplumsal yenilik kavramı burada karşımıza çıkıyor. Çeşitli alanlardaki sosyal ihtiyaçlara yanıt veren yeni stratejiler ve fikirlerin bütünü sosyal inovasyon; eğer beraberinde eylem ve de sonuç getiriyorsa. Bu sonuçlar toplumsal sorunlara veya yaratıcılığa odaklı. Olumlu yan etkileri ise toplum içinde yeni ilişkiler ve işbirlikleri yaratmak, hem de sivil toplumun rolünü güçlendirmek. Dolayısı ile daha iyi bir demokrasi ve ekonomi ortamına katkıda bulunmak.

21. yüzyılın kavramı
Toplumsal yenilikçilik zamanın ruhunu yakalamanın da bir aracı. Fikirlerin, projelerin öncüsü sosyal girişimciler sadece sorunun çözümüne katkı yapmıyor, aynı zamanda o sorunun ortaya çıkmasına neden olan tutum, algı, davranış ve yöntemleri de değiştiriyor. Örneğin mikro-kredi, uzaktan eğitim uygulamaları, temiz suya erişim çözümleri, yerel sivil ve devlet kaynaklarını doğru ve etkili kullanarak ücretsiz eğitim imkânı sunan sözleşmeli okul modelleri, seçim sandıklarında oy sayımı denetimi, yeni teknoloji girişimcileri için çalışma ortamı, kız çocuklarının okula erişimi...
Sosyal inovasyon ve sosyal değişim de birbirlerinden uzak kavramlar değiller. Sosyal inovasyonun 19. yüzyılın reformcu düşünürlerine, kooperatif hareketinin kurucusu Robert Owen, Karl Marx, Max Weber ve hatta 18. yüzyıla Benjamin Franklin’e kadar uzanan bir modern zamanlar kökeni var. Sendikal hareketlerden, dini kurumlara, hekimlikten, eğitime birçok alanda gelişmeler ve uluslararası ağlarda sosyal inovasyon var. Kavram olarak ise 1960’larda kullanılmaya başlıyor; 21. yüzyılda küresel değişimin temel alanlarından biri haline geliyor.

Sosyal yenileşme, devlet ve yurttaş
Washington’da Beyaz Saray’da “sosyal inovasyon ofisi” kurulur, Brüksel’de AB Komisyonu resmi hedeflerle bu yönde projeler açıklarken, Ankara’da zaman aşımına uğramış ve kasıntı siyasal anlayış toplum ve yenilik kavramlarını bir araya getiremiyor. Oysa sosyal sorunlar yumağına dönüşmüş ülkemiz için toplumsal yenilik konusunun bir erdem ve hareket zemini olması elzem. Bu zeminin hukuksal güvencesini ve kamunun sorumluluğundaki alanlarda maddi itici güçlerini devlet sağlamalı. Gerisi toplumun özgürlükçü ve yaratıcı enerjisinin sosyal ve ekonomik kalkınmaya dönüşme sürecidir.
“Dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım” diyen Mevlana değişimin ışığına bizi çağırırken toplumsal yeniliğin anahtarını da veriyor. Bu anahtarı toplumsal sorunların kalbine yerleştiren bir grup da var Türkiye’de; “Sosyal İnovasyon Merkezi”. AB’nin dijital sosyal inovasyon işbirliği ağına da dâhiller. “Yalnızca insanlar için değil, insanlarla birlikte çalışmayı önemsiyoruz” diyen desteklenmesi gereken bir oluşum.

Liderlik ve sosyal girişimcilik
Avcılar Belediye Başkanı Dr Handan Toprak Benli’nin önderliğinde ilk olma özelliği taşıyan “Uluslararası Kadın Belediye Başkanları Zirvesi” geçtiğimiz Nisan ayında oniki ülkeden kadın belediye başkanları ile kadın siyasetçileri bir araya getirdi. Zirvede yaptığım konuşmada sosyal girişimcileri “toplum şifacıları” olarak tanımlamış ve eğitim ve uluslararası iletişim alanında başlattığım sosyal girişimlerden bahsetme fırsatım olmuştu.
Liderliğin belirleyici ölçeğinin “kişisel başarı” olduğuna inanmıyorum. Kıstas, kişinin içinde bulunduğu alanda sosyal değişim yaratıp yaratmadığı ve kendisinden sonra gelenlere yol açıp açmadığıdır. Bizim “toplum şifacılarına” ihtiyacımız var. Yaraları saran ve yeni yaralanmaların önüne geçebilen, sürdürülebilir, hayata ve insanlara ilham veren yenilikçilere; yenilikçi yurttaşların girişimci sinerjisine ihtiyacımız var.

Yurttaş odaklı yönetim vurgusu yoğun olan CHP’nin seçim beyannamesindeki yoksullukla mücadelede aile sigortası, eğitimde yenilikçi politika ve modeller, girişimciliği ve yaratıcılığı teşvik eden projeler de Türkiye’nin geleceğinde bu çağın sosyal değişim ve toplumsal yenilik adımları olmaya adaylar.

Cumhuriyet projesi de toplumsal yenilik alanında öncü bir döneme işaret ediyor. Köy Enstitüleri, halk evleri bu sosyal değişimin önemli örnekleri. Mustafa Kemal Atatürk’ün “Medeniyet yolunda başarı, yenileşmeye bağlıdır” sözü o yıllar için bile çok taze olan bu kavramın nasıl bir vizyona dönüştüğünün simgesidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar