Ahmet Kaya'nın aramızdan ayrılışının 17. yılı

Ahmet Kaya'nın aramızdan ayrılışının 17. yılı

Şarkıları, duruşu ve kendine has saz ve sesiyle halk müziğimizin unutulmaz isimlerinden Ahmet Kaya bundan 17 yıl önce bugün aramızdan ayrılmıştı.

Yurt çapında eriştiği popülerlik ve muktedirleri bir an bile rahat bırakmayan Kaya bugün ne yazık ki Paris’te yatıyor, o çok sevdiği memleketinde değil.

Nâzım Hikmet gibi, Yılmaz Güney gibi ebedi sürgünlükte o da. Son 16 yıldır olduğu gibi, bugün de sevgili eşi Gülten Kaya onu şairlerin, sanatçıların, müzisyenlerin, yönetmenlerin yattığı Pere Lachaise mezarlığında ziyaret edecek ve kulağına onu nasıl özlediğini fısıldayacak. 

‘Ağır bir yük’ 

Cumhuriyet'in haberine göre Gülten Kaya, “17 yıl oldu, 17 yıl doldu Onsuz. Acı ve şaşkınlıkla bakıyorum geçen zamana. Acı, içime çivilenmiş zaten ama şaşkınlık! Bir inkârın, bir yok saymanın/ya da yok etmenin içinde yerimizde saymışız bugünden bakıldığında. Bu da bu ülke için ağır bir yük ve hepimiz bu yükün de altındayız. İki satır söyleyeyim dedim ama yaşanan hiçbir şeyi sığdıramıyoruz işte iki satıra. “Hayat bizi deniyor” demişti eşim bana sürgündeyken. Üzerine söyleyecek bir sözüm yok..

Yaşarken öldürdüler 

Attilâ İlhan, Can Yücel, Nevzat Çelik, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Enver Gökçe, Ahmed Arif, Yusuf Hayaloğlu gibi şairlerin şiirlerini besteleyen Kaya bir yandan anonim türküleri de seslendirdi, hayatı boyunca 22 albüm kaydetti.

Kaya’nın hayatındaki en dramatik kırılma noktası şüphesiz 1999 yılında düzenlenen ve “Önümüzdeki kasette Kürtçe şarkı yapıyorum, bir de Kürtçe klip çekeceğim” dediği için linç edilmekten zor kurtulduğu Magazin Gazetecileri Derneği gecesiydi. Hakkında bir de dava açıldığı o utanç gecesinin ardından ülkeyi terk edip Fransa’ya yerleşen Kaya ne yazık ki bir daha toparlayamadı ve 16 Kasım 2000’de geçirdiği bir kalp kriziyle aramızdan ayrıldı.

Yaşarken öldürülen Kaya ölümünden 13 yıl sonra Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Ödülü’ne layık bulundu.