AKP'nin ördüğü...

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Mustafa Kemal Atatürk’e dil uzatmaya O’nun yaptıklarını küçümsemeye çalışıyor. Amacı da, kendisinin ne kadar önemli olduğunu anlatabilmek…

AKP’nin muhterem Genel Başkanı, “Hani, Gazi Mustafa Kemal demir ağlara çok düşkündü. Biz ördük biz..” diyor…

Ve doğruları söylemiyor…

Kazma kürekle yol açılıp ray döşendiği, tünel açıldığı, Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhurbaşkanı olduğu, 1923 – 1938 arasında 3186 kilometre demiryolu döşenmiş. 1923 – 1950 arasında ise bu rakam 3579 kilometreye ulaşmış…

Yani bugünkü iktidarın rüyasında bile göremeyeceği, hayal bile edemeyeceği bir devrim.

AKP’nin 10 yıllık iktidarında, en son teknik kullanılarak döşenen, modern araçlarla yapılan demiryolu uzunluğu ise, 1085 kilometre…

Erdoğan, kendisini Mustafa Kemal Atatürk’le kıyaslamayı bıraksın. O olmasaydı Erdoğan, Başbakan olmak bir yana, köyünde keçi otlatan çoban bile olamayabilirdi. O’nun kurduğu Cumhuriyet sayesinde Başbakan oldu, Türkiye’de yaptığı yatırımları sudan ucuza sata sata ayakta kaldı. TEKEL’i alanlar, yüzde seksenini aldıkları fiyatın iki katına sattılar Amerikalılara… Yalnızca o mu say say bitmiyor.

Kendisini olsa olsa sürekli öve öve bitiremediği Özal’la kıyaslayabilir. Özal’ı sevdiğim söylenemez, ama O bile Erdoğan’la kıyaslanamaz.

Şimdi, Erdoğan, “ Ben Gazi Mustafa Kemal’in yaptıklarına saygı duyuyorum” diyebilir.

Ne diyor Erdoğan biz ördük biz…

O, “savcısıyım” dediği davalarla örmedi mi ülkeyi? Danışmanının söylediği, “orduya kumpas” kurulmasını desteklemedi mi?

BURUK SEVİNÇ

Neyse…

Balyoz davasının avukatları ile AYM’nin önünde, sonra; yıllarca haksız - hukuksuz tutuklu kalan ordu mensupları ile Anıtkabir’de , Karşıyaka Mezarlığı'nda ve Vardiya Bizde Platformu ile Sakarya Caddesi'nde birlikte olduk. Vardiya Bizde Platformu, “sessiz çığlık “ eylemini son asker hapisten çıkana, kumpasçılar mahkemeler önünde hesap verinceye kadar sürdürme kararlığında olduğunu açıkladı.

Vardiya Bizde Platformu sözcüleri, süren davalardaki sanık askerlerin serbest bırakılmasını, Askeri Casusluk ve sözde Şike davası sanıklarının başvurularının Anayasa Mahkemesi’nce bir an önce karara bağlanmasını da istediler.

Hapisten çıkanların yüzünde, acıyı, hüznü, buruk sevinci gördük… Aileleri ise, en az eşleri babaları kadar mağdur. Az çekmediler… Kimi üç yıl, kimi dört yıl sıkıntılı bir bekleyiş yaşadı…

Ve özgür kalan askerler, haksız yere hapiste kalmalarından çok, içeride yitirdikleri silah arkadaşlarına yanıyorlar…

Bir beklentileri var:

İktidarın itiraf ettiği “ Milli Orduya kumpas” kuranların, kendilerinin ve ailelerinin mağduriyetine neden olanların bir an önce ortaya çıkarılıp, yargılanması.



.



Önceki ve Sonraki Yazılar