Terör ve İslamofobi

6,9 milyarlık dünya nüfusunun 1,6 milyarı Müslümandır. Bu 1,6 milyar nüfus, dünya nüfusu içerisinde yüzde 23’e denk gelmektedir. 5 milyar 300 milyon nüfusa sahip diğer dinler içerisinde özellikle son ‘’altmış yılda’’ herhangi bir kavga, dövüş, savaş ve terör olayı yaşanmazken, ne yazık ki, İslam dünyasında son 60 yılda ne savaş ne de terör bitti. Daha çok ‘’Arap’’ dünyası içerisinde cereyan eden bu olaylar son  yıllarda özellikle Ülkemizi de içine alarak, kendini göstermeye başladı, terör konusu sadece ülke sınırlarımızla da sınırlı kalmadı dünyanın ortak sorunu haline gelmiş oldu. 

Önceki gün ABD Florida’da bir gece kulübüne düzenlenen silahlı saldırıda 50 Kişi hayatını kaybederken 53 kişide yaralandı. Bu eylemi gerçekleştiren terörist; Afganistan kökenli ve ABD vatandaşı olan bir Müslüman. Bu terörist, eylem öncesinde polisi arayarak IŞİD liderine ‘’bağlılık’’ yemini ettiğini belirtiyor ve arkasından 50 kişinin canına kıyıyor. Bu eylemden sonra, IŞİD bu eylemi üstleniyor.

Bu olaylar 11 Eylül 2001 tarihindeki ‘’ikiz kuleler’’ saldırılarıyla başlamıştı. Usame Bin Ladin liderliğindeki ‘’El Kaide’’ örgütüne mensup,  19 hava korsanının gerçekleştirdiği intihar saldırısında, resmi rakamlara göre, en az 3 bin kişi hayatını kaybetmiş binlercesi ise yaralanmıştı. Bu intihar saldırısından sonra Ortadoğu’da o güne kadar zaten var olan terör eylemleri katlanarak ve her geçen gün şiddetini artırarak, tüm dünyanın dikkatini üzerine çekmeyi başarmıştı. Hele ki ‘’Arap
Baharı’’ projesinin uygulamaya koyulmasından sonra Mısır’da, Libya’da, Tunus’ta, Yemen’de, Irak’ta ve  Suriye’de günde kaç kişinin terör eylemleri sonucu, canlı bomba veya silahlı saldırı sonucu öldürüldüğünün takip edilmesi dahi mümkün olamamıştır. Yabancı ajansların verilerine göre; sadece Irak’ta Saddam sonrasında hayatını kaybedenlerin sayısının 2 milyonu geçti.

İslam adına yapılmakta ve yapanların tamamı ise, İster Avrupa’da olsun, İster Amerika’da olsun ‘’sözde Müslüman’’ kökenli teröristlerdir.  Bu olaylardan sonra tüm dünyada anlamı ‘’İslam korkusu’’ olan ‘’İslamofobi’’ söylemleri dillendirildi. Müslümanlara ve İslam dinine karşı sürdürüle gelen ön yargı ve ayrımcılık anlamına gelmektedir. Müslümanlara karşı duyulan ‘’irrasyonel nefret’’ ayrımcılık, düşmanlık ve kin besleme anlamına gelmektedir. 

İslamiyet adına bu katliamları gerçekleştiren ‘’sözde Müslümanların’’ İslam dinine böylesine bir kötülük yapmaya ne hakları var. İslam dininde ‘’Allah’ın verdiği canı ancak Allah alır’’ gerçeğini bilmeyecek kadar ve İslami kuralları yok sayacak kadar ‘’İslam düşmanı’’ mıdır bunlar? Dünya’da ki 5 milyarı aşkın diğer dinlere mensup olanları İslam dinine düşman etmeye ne hakları var? Bunlara ‘’dur’’ diyecek, bunları yok edebilecek ve bunlara ‘’gerçek İslamı’’  öğretebilecek kimseler bulunamaz mı? 

İslamın şartı beştir ama bu durumda İslamı bu ne olduğu bilinmeyen yaratıklardan kurtarmak da artık bir şart olmuştur. Umarım kurtaracağız. Umarım dünya barışına en büyük katkıyı yine Müslümanlar yapacaktır. Bunun için de ilk evvela ‘’Kutsal’’ dinimizi siyasete alet edenlerden kurtarmamız gerekmektedir. Laik sistemde şiddet olmadığı gibi İslamiyet’in de en iyi yaşandığı “sistem” de yine “laik” bir sistemle  mümkün olabilmektedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar