Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

Terör yöntemleriyle kirli savaş!

Aslında çok üzülmüştük gazetemiz yazarlarından HÜSNÜ MAHALLİ ’nin tutuklanmasına.

Neden tutuklandığını anlamadığımız bir yana, sağlık durumu tutukluluğu kaldırabilecek gibi değil kendisinin.

Hatta boş bırakayım bugün “Serbest Köşe” mi diye düşünmüştüm.

Ancak Cumartesi sabah Kayseri’de kalbimiz yine yandı.

Dayanamadım, aldım laptopumu elime… :

Terör Kayseri ‘de de canlarımız aldı. Çarşı iznine çıkan 13 askerimiz şehit oldu ve sivil insanlarımızla beraber 6 si ağır, 12 si yoğun bakımda, 48 i asker 55 yurttaşımız hastanede.

Korkarım şehit sayısı daha da artacak. 1 yıl içinde bu kaçıncı toplu katliam? Alışmayacağız diyoruz, ama yetmiyor!

Bir buçuk yılda 34 bombalı saldırıda 363’ü sivil 459 yurttaşımızı kaybettik.

Artık neredeyse haftada bir toplu katliamlara hedef oluyoruz.

Artık buna terör demek yetmez!

14 yıl önce sıfırlanmış terör nasıl bu kadar büyüyebildi?

Bu, ülkemizin birliği ve dirliğine karşı yapılan kirli yarı- örtülü bir savaştır.

Açık savaşa dönüşebilecek gelişmelere hazır olalım ve birlik olarak engelleyelim. Bunun için siyasi kriz çıkaracak konuları rafa kaldıralım! TBMM’ye ve demokrasiye sarılalım.

Hatta belliyse esas patron, onun evinde canını bir yakmak gerekmez mi, İsraillilerin yaptığı gibi?

Basit terör örgütünün boyunu fersah fersah aşan saldırı dizisi ile karşı karşıyayız.

Karşımızda terör örgütlerini kullanan, onlara silah ve bombaları veren, destekleyen hangi ülke veya ülkeler var?

Bunu resmen tespit edip gerekeni yapma zamanı geçmiyor mu?

Bizi Irak veya Suriye yapmak isteyenleri adıyla anmak ve ne gerekiyorsa yapmak gerekmez mi?

Önce Ergenekon, balyoz vb. operasyonlarla TSK zayıflatıldı. Sonra Fetö darbe girişimi ile kaos yaratılmaya çalışıldı.

Özellikle polis istihbaratının çökertildiği iddiaları var.

TSK ‘da Kozmik oda dağıtıldı. En gizli bilgiler muhtemelen servis edildi. Bunların sorumluları kimler?

Her üç- beş yılda geçmişe dönük ağır faturalar ve hesaplaşmalar çıkartılırsa, nasıl olacak bu iş?

Ekonomik ve mali krizi de teşvik edip can ve mal güvenliği korkusuyla insanları canından bezdirmeye çabalıyorlar.

Ülkeyi yönetilmez hale getirmeye, demokrasiyi yok etmeye ve sonuçta ülkeyi bölüp parçalamaya çalışan büyük güçler var.

Kaos, yeni daha büyük kaos doğurarak büyürse amaçlarına ulaşırlar. İşte burada hepimizin aklını başına alıp, DUR demesi gerekiyor.

Buna ülkem halkı razı olmayacaktır. Terör yöntemleriyle işgal ve bölme girişimini bu halk yok edecektir.

Bunun için en önemli gücümüz demokratik hukuk devleti sistemimizdir.

Laik, sosyal demokratik Cumhuriyet’imize sahip çıkmamız ve yeniden güçlendirmemiz gerekir.

Bunun için önce tüm yurttaşların ve siyasetçilerin ama falan demeden teröre açık ve inandırıcı şekilde tavır almaları gerekir.

O terörist kötü, bu iyi diye bir şey olamaz.

Artık olay terörün kendi kötü hedeflerini bile aşan bir hal almıştır.

Bu düşmanca saldırılar insanlık suçudur.

Parlamentodaki tüm partilerin teröre birlikte hayır demesi gerekir.

Bunu sağlayabilirsek iç barışımızı hiç bir, özellikle de dış güç bozamaz.

Bundan dolayı en azından DIŞ POLİTİKA ve DIŞ GÜVENLİK konularında milli ortak bir zemin oluşturulmalıdır!

Bunun için gecikmeksizin Meclis’ de özel ve etkili ortak çalışma gurubu kurulmalıdır!

Keşke şimdi, iyice dara girmeden bunu yapabilsek.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar