Trump'ı verdiniz, ne aldınız?

Medyalaştırma olanaksızlığı diye bir kavramdan söz edebiliriz.

Tartışmaların en sert zamanlarında, en can alıcı bilgiler, bazen “görmezlikten gelinir”.
İki taraf da can alıcı bir işlev görecek bu silaha elini sürmez.

Çünkü adı üzerinde “medyalaştırmak” olanaksızdır, başka sonuçlara, kontrol edilemeyecek gelişmelere yol açabilir.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Aydın Doğan arasındaki kavga en sert raundlarından birini yaşıyor. Hürriyet gazetesinin iki kez baskına uğradığı, yazarı Ahmet Hakan'ın “faili belli” bir saldırıya uğradığı günlerde, Erdoğan Doğan grubuna cepheden saldırıyor.

Elindeki gücü muhaliflerine karşı bir dizi dava, para cezası, vergi incelemesi, ihale yasağı olarak kullanmaktan çekinmeyen Tayyip Erdoğan, Aydın Doğan'ı sahip olduğu medya gücünü “zenginleşmek için kullanmakla” suçluyor.

Bunun için hükümetlere müdahale ettiğini, politikayı şekillendirdiğini ileri sürüyor.

Erdoğan'a göre Doğan Grubu'nun AKP iktidarına yönelttiği muhalefetin ardında bu var.

“Hilton'a imar izni vermedik, bu yüzden saldırıyorlar” diyor açıkça...

Erdoğan ve AKP cephesinin Hürriyet ile olan davası belediye başkanlığına, İstanbul'u sel bastığında atılan “El Tayyip” başlıklarına kadar uzanıyor.

Durumdan vazife çıkartmakta 28 Şubat medyasını mumla aratan “yandaş medya” bütün toplarını Hilton'a doğru ateşliyor...

Oysa Hilton'un dört kilometre kadar kuzeyinde Trump Towers var...

Fakat Hilton konusunda çıkarılan gürültü, Trump adı çevresinde derin bir sessizliğe dönüşüyor.

Peki ne vardı Trump'ta?

Bu günlerde Trump'ın iki ikiz kulesinin yükseldiği alan imar planlarında spor ve okul alanları olarak gözüküyordu, ayrıca afet sırasında çadır kurulacak alanlardan biriydi.

Önce 2005 yılında Büyükşehir Belediye Meclisi'nde imar planları değişti, bölge spor ve okul alanından çıkarıldı. Ardından inşaat başladı. 22 bin metrekarelik arsaya verilen konut ve çarşı için verilen inşaat izninde yer almayan ofis blokları Büyükşehir Belediyesi ve Şişli Belediyesi'nin gözleri önünde çatır çatır yükseldi.

Yükseldi ama durum sıkıntılıydı, ofisler projeye dahil olduğunda yeterli olmayan otoparklar için sığınaklar ve ortak alanlar otopark olarak gösterildi.

İnşaat 260 bin metrekareye çıkarıldı.

64 dönümlük Hilton arazisinde Doğan Grubu'nun istediği ve Şişli Belediyesi'nden geçirdiği yaklaşık 160 dönümlük inşaat izni Koruma Kurulu'na ve Büyükşehir Belediyesi'ne takıldı.

Fakat 22 dönümlük Trump'ta 260 dönümlük inşaat Hilton'la aşağı yukarı aynı günlerde neredeyse tereyağından kıl çeker gibi halledildi.

Yani Hilton'la aynı günlerde, Hilton'dan esirgenen imar izni Trump'ta verildi...

Doğan Erdoğan kavgası da bu sürecin ortasında, 2009 yılında başlamış, Deniz Feneri dosyasının açılmasına içerleyen Başbakan, meydanlardan Doğan Grubu gazeteleri almayın çağrısı yapmış, seçim kampanyası boyunca Doğan Grubu'na yüklenmişti.

Doğan Grubu'na cepheden saldırmak, seçim kampanyalarında AKP tabanını konsolide etmenin yollarından biriydi.

Maliye'nin bu dönemde kestiği 5 milyar liralık vergi cezası seçimlerin hemen ardından 1 milyar liraya indi.

Hilton'da “vermedik” denilen her şeyin misliyle verildiği Trump Towers ise Başbakan Erdoğan tarafından 20 Nisan 2012 günü açıldı.

Erdoğan “Hilton'u vermedik bu yüzden” diyor, yandaş medya da saldırıyor.

O zaman “Hilton'u vermediniz ama Trump'u verdiniz, peki ne aldınız” sorusu anlam kazanmıyor mu?

Sahi Trump'u verdiniz, ne aldınız?

Önceki ve Sonraki Yazılar