Türkiye-İsrail yakınlaşması gerçek mi?

    Mavi Marmara krizinin ardından kopma noktasına gelen Türkiye-İsrail resmi ilişkilerinde, bir süredir yeni bir dönemin başladığına tanıklık ediyoruz. Her iki ülke liderlerinin verdiği olumlu mesajlar, heyetler arasında görüşmeler devam ediyor. Elbette her iki ülkenin de birbirlerinden karşılıklı beklentileri, bunların gerçekleşmesi için de öne sürdükleri koşullar var. Aşağıda bu koşulların neler olduğuna kısaca değineceğim ancak bu temasların Türkiye açısından en önemli kazanımı, İsrail doğal gazının Türkiye üzerinden Batı’ya pazarlanmasını sağlayacak bir boru hattı inşaatı olacak. Çünkü bu proje gerçekleşirse Türkiye, enerjide Rusya’ya olan bağımlılığını azaltacak...         Dün, ajanslar İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun yaptığı bir açıklamayı haberleştirdi. İsrail’in en önemli gazetelerinden Haaretz’in haberine göre, önceki gün ABD Kongresi’nden bir heyet, Kudüs’te Netanyahu ile görüştü. Bu görüşmede Netanyahu’nun “Türkiye ile anlaşmaya çok yakınız” dediği belirtiliyor.     Bu olumlu mesajlara karşın perde arkasında işlerin biraz daha farklı olduğunu söylememiz gerekiyor. Çünkü haberin detayındaki şu konu kritik: Biliyorsunuz İsrail’in anlaşma için öne sürdüğü koşullardan biri İstanbul’daki Hamas temsilciliğinin kapatılması. Türkiye henüz bu konuda net bir yanıt vermiş değil, olumlu yanıt vermesi de beklenmiyor zaten, sadece sürüncemede bırakılıyor... İsrail tarafı da her ortamda, bu şartını yineliyor.  İsrail’in kazanımları daha fazla    Ancak Türkiye, İsrail’in bir diğer şartını kabul ederek NATO ile ilişkisini güçlendirmesine yani ofis açmasına izin verdi, bu belki de bugüne kadar atılmış en önemli ancak tek adım... Türkiye’nin istediği Gazze ambargosunun kaldırılması konusunda henüz bir hareket yok!    Şimdi uzmanların görüşlerini anlatayım ve bu anlaşmanın mümkün olup olmadığına siz karar verin.    Enerji uzmanları, İsrail üzerinden gelecek gazın kapasite olarak yeterli olmadığını söylüyor. Zaten, İsrail ve komşularının iç tüketimi neredeyse kapasitesinin yarısından fazlasını oluşturacak. Öte yandan birçok Avrupalı şirket, İsrail ve Mısır’la LNG yani sıvılaştırılmış doğal gaz için görüşmeler yapıyor. Yani 2020 yılına gelindiğinde İsrail’in, Türkiye’ye bağlanacak bir boru hattına ihtiyacı kalmayabilir.    Diğer sorun Rusya... Her iki ülkenin bizimkinden daha iyi ilişkileri olduğu biliniyor. Rusya, Suriye ve İran kartını iyi oynayarak İsrail’in rahat hareket etmesini engelliyor. Yine uzmanlar, Rusya’nın askeri ve ticari gücünü kullanarak İsrail ve Türkiye anlaşmasını çıkmaza sokma şansının yüksekliğine dikkat çekiyor. Rusya’nın Doğu Akdeniz’deki askeri gücünü hatırlatmaya gerek yok sanırım. Bir diğer sorun ise Güney Kıbrıs... Türkiye, bu sorunu çözmediği sürece İsrail ile uluslararası enerji projelerine başlayamayacak.   Var olan gerçekler bu... Şu ana kadar İsrail, daha kazançlı gibi görünüyor. Elbette bunlar uzun soluklu konular ancak Erdoğan ve Netanyahu’nun “sıcak” mesajları pratiğe dökülecek mi yoksa sadece bir iç politika malzemesi olarak mı kalacak, zamanla göreceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar