TÜSiAD Başkanı: Söylediklerimin arkasındayım

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) bir süredir Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu ile ‘muhatap’ krizi yaşıyor. Günlerdir devam eden haber ve yorumlara yanıt vermeyen TÜSİAD Başkanı Haluk Dinçer, önceki gün ekonomi gazetecileriyle buluşmasında ilk açıklamasını yaparak “Söylediklerimin arkasındayım, ben yanlış bir şey söylemedim, yanlış anlaşıldım” dedi.

Tartışma yaratan röportajına değinen Dinçer, kendisine sorulan cumhurbaşkanı ile ilişkileri hakkında söylediklerini şöyle tekrarladı: Bugün itibarıyla Sayın Cumhurbaşkanımızla hiçbir sorunumuz yoktur. Cumhurbaşkanı devletin başıdır, TÜSİAD'ın muhatabı zaten cumhurbaşkanı değildir. TÜSİAD'ın muhatabı başbakandır, bizim çalışma alanlarımızla ilgili bakanlardır. Sayın Cumhurbaşkanıyla ben göreve geldikten sonraki görüşmede geçmişte yaşanan gerginlikleri unutup ilişkilerimizi normalleştirme teklifi yaptım. Kendisi de bunu olumlu karşıladı. Kendisini YİK toplantımıza davet ettim oraya da geldi. Orada da bazı sert açıklamalarda bulunduğu doğrudur. Ama bütün metni dikkatlice okursanız gayet olumlu söylem de var. Bir el uzatmıştır, konuşmasından bir ifade, biz de o eli havada bırakmadık ve ilişkilerimizi normalleştirdik. Bu sözlerinin yanlış anlaşıldığını ve tek bir manşete indirgendiğini vurgulayan Dinçer, “Zaten Sayın Cumhurbaşkanı’nın ağzından böyle bir eleştiri de duymadık, bir toplantıya katılanların söyledikleri var sadece” dedi. Dinçer’e Başbakan Davutoğlu’nu 22 Ocak’ta yapılacak genel kurula davet edip etmediklerini sorduk. TÜSİAD Genel Sekreteri Zafer Yavan “Evet davet ettik ancak özel kalem müdürü arayarak katılamayacaklarını söyledi” yanıtını verdi.

Paralel varsa emniyet bulur
Dinçer, paralel yapıyla ilgili tartışmalara da değindi. Hiçbir kurumun devlet içinde paralel bir yapı istemeyeceğini, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Erkut Yücaoğlu’nun da bunu kürsüden açıkladığını belirten Dinçer, “Bu sözün altına ben de imzamı atarım” dedi. Türkiye’de bir paralel yapı varsa bunu MİT’in, emniyetin ortaya çıkaracağını, yargının da kararı vereceğini belirten Dinçer, TÜSİAD’ın bu konuda bir misyonu olmadığı vurguladı. Dinçer, bugün var olan manzaranın ‘bir paralel yapı var’ demeye yetmeyeceğine vurgu yaparak “Paralel devlet görmüyorum sözü paralel devlet yok anlamına gelmiyor. Bunu varsa devletin kurumları ortaya çıkaracak” dedi.

Sabancı’dan tepki almadım
Dinçer’e yaşanan gerginlik ve açıklamaları nedeniyle tepki alıp almadığı konusundu ise, “TÜSİAD, ilkeleri olan bir kurum, tüm yöneticiler de bu ilkelere bağlı olarak hareket ediyor. Bu nedenle ne herhangi bir TÜSİAD üyesinden ne de mensubu olduğum Sabancı Grubu’ndan herhangi bir olumsuz tepki almadım. Hatta çok olumlu tepkiler aldım” oldu.

Vergiyi biz ödüyoruz
İş dünyası örgütlerinin gönüllülük temelinde kurulanlar ve yönetmelikle kurulanlar olarak ikiye ayrıldığını anımsatan Dinçer, “TÜSİAD Türkiye'nin etkili ama daha önemlisi bağımsız ve gönüllü sivil toplum kuruluşudur. Türkiye’de istihdamın, yatırımın, ticaretin önemli bir bölümünü üyelerimiz yapıyor, verginin yüzde 85’ini üyelerimiz ödüyor. Dolayısıyla bizim ağzımızdan çıkanın dinlenmesi normal” dedi.
Yargıya saygı kalmadı

Dünyada ekonomik belirsizliğin devam ettiğini, bunun Türkiye’ye yansımalarının da sürdüğünü belirten Dinçer, Türkiye’nin daha önce açıklanan yapısal reformlara devam etmesi gerektiğine dikkat çekerek “En öncelikli konu yargı. İş dünyasının da vatandaşın da yargıya saygısı kalmadı. Yargı reformunun yanı sıra eğitimin kalitesinin artırılması gerekiyor. Bir diğer acil konu ise kadın istihdamının artırılması” dedi.

Eğitime kaynak sağlansın
Türkiye’nin sağlıklı büyümesi için atacağı adımların önemine dikkat çeken Dinçer, Türkiye’nin bütçe dengesinin 12 yıl önceye göre çok daha sağlam olduğunu belirterek, “Kamu borcunun milli gelire oranı yüzde 30’lar seviyesinde. Bütçe açığı yüzde 1’lerde. Bütçe açığı yüzde 2-3 seviyesine çıkarılsa oradan sağlanacak kaynak eğitime, Ar-Ge'ye ya da başka alanlara dağıtılsa ve uzun vadeli kalkınma sağlansa diye bir formül bulunabilir. Koç Üniversitesi ile bu konuyu çalışacağız, öneri paketi sunacağız” dedi.

Başkanlık sorusu yanıtsız
22 Ocak’ta yapılacak TÜSİAD Genel Kurulu’nda derneğin yeni yönetimi ve başkanı da seçilecek. Muharrem Yılmaz’ın ani istifasıyla başkanlığa gelen Dinçer’in genel kurulda aday olmayacağı konuşuluyor. Dinçer, başkanlık konusuyla ilgili sorulara yanıt vermeyerek, “TÜSİAD’da isteyen herkes başkanlığa aday olabilir. Bizim geleneklerimizi biliyorsunuz, eski başkanlar toplanıp genel kurula bir isim sunuyorlar. 43 yıldır da genel kurul kabul ediyor” dedi. Bu seçimde de aynı geleneğin işlemesi bekleniyor.

MB’nin hesabını kim verecek?
Dinçer, özerk olan düzenleme ve denetleme kurumlarına son dönemde yapılan politik baskıları da eleştirdi. Bu tür kurumların serbest piyasa ekonomisinin olmazsa olmazları olarak değerlendiren Dinçer, şunları söyledi: “En önemli kurumlardan biri Merkez Bankası’dır. Türkiye’de özellikle para politikaları konusunda Merkez Bankası’ndan beklenti oldukça yüksek, mucizeler bekleniyor. Merkez Bankası’na siyasal anlamda çok müdahale ediliyor. Diğer düzenleyici ve denetleyici kurumların işleyişini istenen seviyede olmadığını söyleyebiliriz. Rakamlara bakarsanız Merkez Bankası, son 4 yıldır hedefleri tutturamıyor. Bunun nedeni nedir, siyasi baskı mı? Bende bir bilgi yok. Ancak bunun hesabını kim verecek ondan da emin değilim.”

Önceki ve Sonraki Yazılar