Uçurumdan önce son çıkış mı?

Bir iç çatışmadan ülkemizdeki herkesin kaybedeceğini düşünmeyen epeyce kişinin yanında şiddetin hiç bir çözüme yol açamadığının bilincinde olan çok sayıda insanla da karşılaşıyorum.

 Uçurumdan önceki son çıkışa yaklaşıyor gibiyiz.
 Onca ölüme ve yıkıma karşı barıştan başka gene çare yok.
 Her kesimden şiddet yanlılarının bir an önce şiddetsiz bir çözüme yaklaşmasından başka çare yok.
 Otuz yılı aşkın süredir zor kullanılarak sorunların çözülmediği çok açık olarak anlaşılması gerekir.
 Devlet veya değil kafalardaki sonuca daha çok mu yaklaşılıyor, yoksa uzaklaşılıyor mu?
 Sanırım uzaklaşılıyor.
 Haklarını savunmak isteyenler ise “şiddetsiz mücadele” ile daha hızlı sonuç alabilirler. Şiddetsiz mücadele pasif olmak değildir.
 Dünyada bu yöntemleri kullanarak netice alınan çok sayıda örnek var.
 Herkesin silahı bir an önce bırakarak böyle bir aşamaya geçmesi için yardımcı olması şart.
 Ölümü kutsayan bir kültür var.
 Bu aslında tiksinti verici…
 İspanya’da iç savaş sırasında faşist bir general bu kültürü “viva la muerta” yani “yaşasın ölüm” diye sloganlaştırmıştı.
 İnsanı hayvandan ayıran düşünebilmesidir.
 Bu yetenek bir yandan uygarlığı yarattı.
 Ancak altı bin yıldır bu yetenek başkalarını öldürmek, elindekileri almak, başka insanları köleleştirmek, sömürmek için de kullanılabildi.
 Yaklaşık 200 bin yıllık bir geçmişi olan bugünkü insan türü son altı bin yıldır içine düştüğü bu vahşetten 200 yıldır kurtulmaya çalışıyor.
 Hayvanlarda tür içinde savaş görülmüş değil.
 Yani genel olarak ayılar başka ayılara savaş açmıyor.
 Bunu yapan bir tek insan türü…
 Bazı şempanzelerde savaş görülmüş.
 Ancak araştırmacılar bu durumda da insanların etkisi olduğunu, örneğin onları dar bir alana sıkıştırdığını ortaya koymuşlar.
 Barış hepimiz için kazanmak demektir.
 Ünlü Çinli stratejist Lao Tzu binlerce yıl önce “çatışmadan kazanmak esastır” demişti.
 Bu ülkede yaşayan herkes çok kaybetti. Hadi hep beraber kazanalım.


Önceki ve Sonraki Yazılar