Dr. Aybars Akoğlu

Dr. Aybars Akoğlu

BİREYSEL SİLAHLANMAYA HAYIR

Geçtiğimiz Perşembe günü olan 28 Eylül günü ‘Bireysel silahsızlanma günü’ olarak kabul edildiği halde Gaziantep’te aynı gün 13 aylık bir bebek ‘maganda kurşunu’ olarak tabir edilen bir kurşun ile hayatını yitirdi. Şanssız bir tesadüf olarak görebileceğiniz bu acı haber aslında istatistik biliminin gözüyle bakıldığında beklenen bir haber. Çünkü Türkiye’de hemen her gün ‘Maganda kurşunu’ ile yaralanmalar oluyorken bazen de canlar yitiyor.

            Bireysel Silahlanma ile mücadele için kurulmuş Umut Vakfının verilerine göre her yıl 500’den fazla insan bu kurşunların hedefi oluyor. Sadece İstanbul şehrinde 300’den fazla insan bu kurşunların hedefi olarak hayatını yitirmiş. Şu dört günde bile, Gaziantep’teki bebeğin yitiminden sonra maganda kurşunu ila can kayıpları sürmüş. Bir de haber olmayan hafif yaralanmaları da göz önünde bulundurursak hemen her gün bir masum bu serseri kurşunların hedefi oluyor.

            Maganda Kurşunlarına yol açması kadar, bireysel silahlanma, özellikle ABD başta olmak üzere bazı ülkelerde giderek yoğunlaşan bireysel toplu saldırıların da kolaylaşmasını sağlıyor. Şükür, bugüne kadar ülkemizde böyle bir katliam yaşanmadı ama trafik kavgalarında araçlardan çıkan silahları gördükçe günün birinde ülkemizde de böyle bir cinnetin gerçekleşebileceği endişem artıyor.

            Bir başka endişem ise televizyon ekranlarına çıkan bazı meczup düşünceli insanların seçim sonrasında sandıkta yenilgi halinde silahlarını ortaya çıkartacakları tehditleri. Bu kışkırtmalar ya da sandığın sonucunu kabullenmemeye çağrılar bu ülkeye yapılabilecek en büyük ihanettir ve bu kışkırtmaları yapan insanlara adli yaptırımlar uygulanmalıdır.

            Yıllar önceydi. Silah taşıma ruhsatı için görevli olduğum psikiyatri polikliniğine bir vatandaş başvurmuştu. Silah ruhsatına onay vermemi sadece bir imza olarak görüyordu. Bir psikiyatri doktoru olarak bu raporu onaylamak için sorduğum sorulardan bile rahatsızlık duyuyor, itiraz ediyordu. Sorduğum sorulara yukardan cevap veriyor, yurtdışında uyuşturucu deneyimi olduğunu saklama gereği bile duymuyordu. Paranoya eğilimi sorgulamak için sorduğum ‘Zaman zaman birileri ardınızdan işler çeviriyor hissine kapılıyor musunuz?’ sorusuna verdiği cevap netti: ‘Benim işimi bozanın ciğerini sökerim’. Binbir itirazla yaptığı kişilik testinde paranoyaları çok belirgin çıkmış, saldırganlık eğilimleri barizdi.

            Olumsuz kanaatimi sağlık kurulundaki yetkili personele bildirdiğimde onları uyarma gereği duymuştum. ‘Bu hasta sorun çıkartabilir, olumsuz raporu verirken yanınızda güvenlik olsun’. Raporların verildiği saatte görevli personel Mustafa beni aradı. ‘Hocam, bahsettiğiniz adam hiçbir itirazda bulunmadan raporu teslim aldı, gitti diye’. Şaşırmıştım, saldırganlık eğilimleri bu kadar yüksek birinin bu olgunluğu göstermesi ülkemizde pek görülen bir durum değildi. Henüz yeni göreve başladığım bir hastanede, personeli ciddi bir şekilde uyarıp, sonrasında tam ters köşe olmam ise biraz mahcup etmişti, ama sonuçta sorun olmaması güzeldi.

            Hastalarıma bakmaya devam ederken aradan kırk dakika geçmişti ki Mustafa’nın telefonu geldi: ‘Aman hocam, hemen kaç. Senin adam senin ciğerini sökmeye geliyormuş.’ Meğerse adam raporun onaylanmasından o kadar emin olduğu için sonuca bakma bile gereği duymamış. Ta ki Karşıyaka vapuruna binerken elindeki evraklarla oynayana kadar. 

            O gün bir başka insanın canı yanmasın diye genç bir hekim olarak ortaya kendi ciğerimi koyarak bir magandanın silahlanmasını engel olmuştum. Ülkenin birçok yerinde meslektaşlarım binbir tehdide rağmen bu hassasiyeti gösteriyorlar. Bu tehditler bizde artık duyarsızlık yaptı diyebiliriz. Daha bu hafta tekrar gırtlağımızın sıkılması tehdidi ulaştırıldı ikinci ağızlardan. Bizim kimselerden korkumuz yok görevimizi yaparken. Ama devletin bireysel silahlanmanın önünde tek engel olarak hekimi kullanması, bu sorunun çığ gibi büyümesine sebep oluyor. Devletin ivedilikle çözmesi gereken sorunların başında geliyor bireysel silahlanma. Seçimler yaklaşıyorken siyasilerden belki de en çok duymak isteyeceğimiz söz, bireysel silahlanma ile mücadele edecekleri sözü.

Önceki ve Sonraki Yazılar