Reis biraz felsefe, biraz tasavvuf

Sürüngenler Reisin,
Reis ise çıkarın esiri olmuş.
Zaman ve sabır,
Enlerin eni olanlar.
Ama arada özgürlüğü kaçırınca,
Tanrı’yı bulursun karşında.
O Tanrı ki!
Onun adıyla her şeyi elde etmedin mi?
Aynı Tanrı değil mi?
Yedi yüz yıl kargaya,
Beş yüz yıl kaplumbağaya,
Hem zamanı hem de sabrı veren.
Ama haklısın belki de:
Ego’yu da insana verdi.
O da, Tanrı’nın bileceği iş…
Doğrudur,
Ölen hiç kimse geri gelmedi.
Gelip hiçbir şey de anlatmadı.
Öyle ise:
Metafizik ötesinden sıyrılalım.
Gözle görülüp, elle tutulana bakalım.
Bakalım gökyüzüne,
Bakalım yeryüzüne:
Kartal
Turna
Martı
Serçe
Sığırcık
Güvercin gökyüzünün,
Timsah
Yılan
Balık
Aslan toprağın ve suyun,
Reisleri değil mi?
Ellerin havada
Ayakların yerde değil mi?
Nedir bu sürüngenlere kuşatılmışlık?
Hadi FETÖ’yü çözdün!
Atatürk sana ne eyledi?
Cumhuriyet soyunu mu kuruttu?
Bu ülke daha ne versin sana?
Temennim o dur ki!
Tanrı, Reisi kendi esaretine döndürsün.
Sevgili Reis:
Ülke sevdandan, inancından, dost oluşundan şüphem
yok.
O yüzden bu satırları yazdım.
SAHTE A.Ş
Ben bu A.Ş nin ortağı değilim, olamam.
Sıkıldım Amerika’dan
Sıkıldım Avrupa’dan
Sıkıldım Rusya- Çin’den
Sıkıldım sahte Atatürk’lerden
Sıkıldım sahte Cumhuriyetçiler den
Sıkıldım tecavüzlerden
Sıkıldım hırsızlardan
Sıkıldım yetmez ama evetçilerden.
Velhasıl sıkıldım, siyasetten.
Hepsi duygusuz ve duyarsız,
Hem Tanrı’ya hem de tabiata.
Hepsi sahte A.Ş nin ortakları.
Hepsi rüzgârdan yana.
Hiç yağmuru soran yok.
Çünkü:
Yağmur eşit yağar,
Rüzgâr zayıfı devirir.

Önceki ve Sonraki Yazılar