Suriye de ABD hava kuvvetleri öncülüğünde koalisyon güçlerinin geçtiğimiz cumartesi günü DAEŞ güçleri diye Deyr Ez Zor da Suriye ordusunu bombalaması ve ardından Rusya’nın sert tepkisi üzerine yanlışlık oldu pardon şeklindeki açıklamaları bölgedeki çatışmaların niteliğinin değişeceğinin ilk işaretleri. Bu güne değin bölgede kendi adlarına savaştırmak için oluşturdukları DAEŞ, IŞİD, PYD, PKK gibi terör örgütleri üzerinden yürüttükleri çatışmaların ülkelerin pardon diyerek kabullendikleri doğrudan kendilerinin katıldığı bir savaşla başka mecralara gittiğini görüyoruz. Suriye basınına sızan bombalanan Suriye ordu mensupları arasında çok sayıda Rus istihbarat elemanının olduğu haberleri bu kaygımızı arttırır nitelikte.
ABD Merkez Komutanlığı’nca “CENTCOM” tarafından ‘pardon’ diyerek yapılan açıklama yeterli ve tatmin edici olabilir mi? Bölgede Türkiye’nin de doğrudan savaşa dâhil olmasıyla değişen güç dengeleri, PYD’yi kullanarak ABD tarafından açılmak istenen ‘Kürt Koridoru’ ve Türkiye’nin’ Fırat’ın batısı bizim kırmızıçizgimizdir’ kararlılığı dengeleri değiştirmekte yeni müttefikler oluşturmakta.
Terör örgütü PYD 5 gün önce Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesinin karşısında bulunan Telabyad’ta bazı evlerin çatısına ve sokaklardaki direklere ABD bayrakları asmıştı.
Telabyad Suriye iç savaşının başlaması sonrası önce Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) 2014 yılı başlarında IŞİD denetimine geçmişti. Rakka kentine bağlı Telabyad, 2015 yılı Haziran ayında ABD kuvvetlerinin desteği ile PYD kontrolüne geçti.
PYD bayraklarının asılı olduğu ilçede ABD bayraklarının asılmasının anlamı ne olabilir?
Bir toprak veya ada üzerine hangi ülkenin bayrağı asılı ise o toprak parçası o ülkenin hâkimiyeti altında olduğunu gösterir. Binlerce kilometre uzakta bulunan ABD Ortadoğu’da bayrağını astırıyor veya asılmasına izin veriyorsa, bu emperyalist işgalci bir ülke olmasındandır.
Bildiğiniz gibi  “Ulusların kendi kaderini tayin hakkı” Lenin’e ait bir söz. Bu devrimci ilkeyi çarpıtarak günümüzde kullanan insanlar var. Bu ilke bir ulusun tam bağımsız olabilmesi için kaderini o ulusun işçisi, köylüsü, emekçisinin tayin edeceğini vurgular.
O ulusun şeyhi, şıhı, emperyalistlerle işbirlikçileri, kapitalistleri, toprak ağalarının değil.
Türkiye’nin güneyinde Kuzey Irakta fiilen bir Kürdistan oluşturuldu. Kendi paralarını basıyorlar, kendi orduları var. Kim kurdurdu Amerika ve İsrail!
Hedeflerinin Suriye ve Irak’taki Kürtlerle, yeni oluşturmak istedikleri devlete, İran ve Türkiye’deki Kürtleri de dâhil edip Büyük Kürdistan hayallerini gerçekleştirmeye çalışıyorlar.
Kuzey Irak’taki Kürtlerin kadın erkek eşitliği, din ve vicdan hürriyeti, gelir dağılımında eşitlik, seçme seçilme hakkı gibi insanca yaşamın temel konuları ile ilgilendikleri var mı?  Hayır. Çünkü kaderlerini kendileri değil emperyalist ülkeler tayin ediyor.
Oysa Lenin “ Ulusların kendi kaderini tayin hakkı demiş”. Yani emperyalizmin, ulusların kaderini tayini dememiş.
Bu devrimci ilkeyi çarpıtarak, emperyalist ülkelerin emirleri doğrultusunda kurdurmaya çalıştığı Kürdistan, önce Kürt halkına sonra da bölge halkına ve ülkelerine büyük zarar verir.
PYD’nin ABD bayrağını asması bundandır.
Emperyalizm her zaman olduğu gibi böl, parçala, yönet politikasını Ortadoğu’da uygulama gayreti içerisindedir.
Amerika ve İsrail PYD; PKK; ISİD, DAESH gibi örgütler aracılığı ile Türkiye ve İran’ı bölme çabasındadır.
Emperyalizmin Ortadoğu’daki bu oyununu Türkiye ve İran diğer bölge ülke ve halkları ile birlikte boşa çıkarmalıdır.
Türkiye ABD’nin savaşı büyütme ve derinleştirme politikaları içerisinde yer almadan ulusal çıkarlarını korumalıdır.
Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde emperyalist ülkelere karşı Ulusal Kurtuluş savaşını kazanan Türkiye, Laik Demokratik Cumhuriyete ve Atatürk ilkelerine sahip çıktıkça emperyalistlerin ülkemiz üzerindeki bu oyunu bozulacaktır.