Yerel tohumun yeminli düşmanları

    Tohum takas şenliklerinin yapılmasından rahatsız olan bir avuç insan Tarım Bakanlığında, bazı üniversitelerde ve tabii tohum şirketlerinde mahcup bir mücadele yürütüyorlar. Çamur atarak, tohum takas şenliklerinde yabancı tohum şirketlerinin tohum aldıklarını söylüyorlar. Hatta düzenlenen panellerde bazıları isimlerini ve mevkilerini yapabilirlerse saklayarak bunu dile getiriyor. Garip olan şu ki bunlardan birinin devlete ait tohum merkezinde görevli olduğunu sonradan öğrendik. Bu iddialar komik olduğu kadar çirkin. Bu kişiler yabancı bir ülkedeki bir araştırmacı Türkiye’deki tohum veya gen merkezlerimizden yerel tohum istediğinde Türkiye devletinin yapmış olduğu anlaşmalar gereği bu tohumları karşılıksız gönderiyorlar. Bunları ABD veya başka bir ülkeden talep edenler üniversitelerde çalışanlar bile olsa, bu genlerin yabancı tohum şirketlerinin eline geçmediğini herhalde kimse iddia edemez. Materyal transfer formu diye bir belge düzenleyerek bunu yapıyorlar.
  
   1960’lar sonrası başta ABD gelişmiş ülkeler CGIAR adlı uluslararası bir örgütlenme ile ulusal gen ve tohum merkezlerindeki genetik materyale kolayca ulaşmak için bir mekanizma geliştirdiler. Türkiye’nin de katıldığı uluslararası anlaşmalar yaptılar. Çünkü örneğin ABD; ayçiçeği dışında hiçbir kültür bitkisinin gen merkezi değildir. Ülkemiz ise tarımın başladığı verimli hilalin bir parçası. Buğday başta birçok bitki türünün gen merkeziyiz. Batılı tohum şirketlerine göre şirket tohumları fikri mülkiyet hakları ile korunmalı idi. Ancak yerel tohumlar istenildiği gibi yağmalanabilirdi. (Bunları geniş olarak öğrenmek isteyenler Jack Ralph Kloppenburg’un First The Seed: The Political Economy of Plant Biotechnology kitabını okuyabilir.) Kendi elleri ile yabancılara tohumları teslim edenlerin bu tür saçma iddialar öne sürmeleri komikten öte bir şey olsa gerek. Yabancı şirketlerin Türkiye şubeleri var. Burada Türkiye vatandaşları çalışıyor. Pazarları dolaşsalar, köylerde seyahat etseler bile istediklerini toparlarlar. Bu iddiaları yapanlar aslında bilerek veya bilmeyerek yabancı tohum tekellerine hizmet ediyorlar.

   Bugünlerde bazı söylentiler dolaşıyormuş. Güya yerel tohumların takasına engel olmak için bazı önlemler alınacakmış. Türkiye biyoçeşitliliğin korunması için uluslararası anlaşmalara imza attı. Böyle bir şey düşünüyorlarsa bu hukuka aykırı.  Aslında tohumculuk kanunu ile çiftçilerin tohum veya fide satmasının engellenmesi bile bu mevzuata aykırı. Daha ileri giderlerse ne olur? 2006 yılından bu yana yetkililer kanunun uygulanmasını yavaşlatarak, yani bazı köylülerin bazı pazarlarda tohum veya fide satışına göz yumarak, kamuoyunun başına ne geldiği konusunda bilinçlenmesini geciktirmeye çalışıyorlar. Eğer daha da ileri giderlerse belki de iyi olur. Biz on yıldır bunu yeterince topluma anlatamamıştık. Sayelerinde daha kolay anlatma imkânına kavuşuruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar