Ümidimiz bu gençlerde

Serdar Cihan Güleç yazıyor:
“1982 doğumluyum. Ailem Boğaziçi Üniversitesi mezunu mühendis bir çift. Ben lisans eğitimimi klasik diller üzerine yaptım. Eski Yunan Dili ve Edebiyatı mezunuyum. Ardından Marmara Ünviversitesi. İlahiyat Fakültes Felsefe Tarihi'nde yüksek lisans yaptım. Lisans eğitimime ilaveten Klasik usulde aldığım eğitimle, Modern Arapça ve İslam bilimleri üzerine aldığım eğitimi de koyarsak 10 seneyi aşkındır bu alanda çalışıyorum. Aynı zamanda, çeşitli seviyelerde İngilizce, Klasik Yunanca, Latince, Arapça dersler veriyor, çeviriler yapıyorum.”
 “Çocukluğumda ve gençliğimde size karşı nefret ve önyargılı bir söylem içinde, tahammül edemediğim bir süreç yaşadım. Söylediklerinizi araştırma ve inceleme gereği duymamıştım. İşin gerçeği İslam’ı da pratik olarak yaşamıyor ve tamamıyla ütopik bir dinin imkânsızlığıyla âdeta onu rafa kaldırmış gibi davranıyordum. Üniversite yıllarında tekrar İslam'a döndüm.” 
“Daha sonra bir filoloji öğrencisi olarak Allah'ın mesajını anlamak için Arapça öğrenmeye karar vererek onu da ‘aziz’ addettiğim geleneğin mirasına sahip çıkmak üzerinden yapmaya meyl ettim. Medreselere gittim, çeşitli insanlarla oturdum, kalktım. Bir dizi metin okudum, farklı coğrafyaların insanlarıyla görüştüm. Arapça öğrenmek suretiyle farklı dünyaları kendilerinin anlattığı biçimiyle tanıdım. Daha sonra, ihtilaf kültürünü tanımam sizin gibi bazı modern araştırmacılara birtakım suçların isnat edilmesine şahit oldum ve bunda siyasal tutumların dinsel hezeyan olarak yansıtıldığını gözlemledim. Bu benim için ikinci bir uyanış oldu.”
“Arapça öğrendiğimde ve temel kaynakları taradığımda getirdiğiniz eleştiriler ve çözümlemelerin kaynaklarına ilk elden ulaştım ve aradan geçen yıllar sonunda gördüm ki verdiğiniz bilgiler doğruymuş.”
“Söylediklerinizi sorgulanamaz bir dogma gibi kabul etmiyorum. Ama artık sizden nefret etmiyorum, hak yolunda yaptığınız işlerden dolayı diğer bütün Müslümanlar gibi, gayret eden bir insan evladı olduğunuz için size bir borcu ödüyorum: Size teşekkür ediyorum. Peşinen taklitçiliğin altında örselenmeyen bir zihinle söylediklerinizi Allah’ın ve Kur’an’ın, iyi niyetin, aklın çerçevesinde ele almak benim şiarım artık.”
“Kendimi hesaba çektiğim düşünce serüvenimde, Yaşar Nuri Öztürk'ün haklı olduğuna inandığı davasında üslubunun ve iletişiminin herkesten daha nazik, mütevazı olmasının
kaçınılmaz olduğu önerisini de kendisine ileterek, kendisinden hellalik isteyerek saygı ve selamlarımı sunuyorum.”
Tahsin Sırsaklar yazıyor:
“32 yaşında inşaat mühendisiyim. Size duyduğum saygıyı, sevgiyi ve hayranlığı burada anlatmaya çalışsam, inanın maillere sığdıramam. Bence siz Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli ilim adamısınız. Ve en önemli aydınısınız. Ben ve benim gibilerin ufkunu açan, hurafelerden kurtaran, gerçek Kur’an'ı anlamamızı sağlayan yegâne insansınız.”
“Kitaplarınız, TV programlarınız sayesinde hurafeye bulaşmadım, gerçek dini öğrenmeye çalıştım ve beynimi kimse zehirleyemedi. Katıldığınız programların internet üzerinden tekrarı izliyorum geceleri. Allah sizi başımızdan eksik etmesin. Sizi çok seviyoruz.”

Önceki ve Sonraki Yazılar