Yerli sermaye kaçıyor

Ekonomİ basınının tanınmış ismi Osman Ulagay ile 2012 yılında yaptığım röportajda yerli sermayenin yurtdışına kaçışını konuşmuştuk. Röportajın temeli Ulagay’ın yeni kitabı, 'Türkiye Kime Kalacak-Başbakan’ın yazdırdığı kitap'tı. Ulagay, röportajda “Kutuplaşma ve baskılar böyle devam ederse bırakın yabancı sermayenin gelişini yerli sermaye de yatırımlarını yurtdışına çıkaracak” demişti. Aradan yaklaşık 2.5 yıl geçti ve rakamlar Osman hocayı haklı çıkardı diyebiliriz. Çünkü Türk şirketlerinin yurtdışındaki yatırımlarının tutarı 40 milyar doları aştı. Bu rakam 100 milyon doların üzerindeki yatırımları kapsıyor, daha küçük şirketleri de koyduğumuzda 45-50 milyar dolar bandına uzandığını söylemek mümkün. DEİK’in yaptığı araştırmaya göre yurtdışında 100 milyon doların üzerinde yatırımı olan şirket sayısı 29’a, fabrika sayısı da 120’ye ulaştı. Yurtdışı yatırımlarını hızla artıran şirketler, Türkiye’nin en büyük holdingleri yani  Eczacıbaşı Holding, Şişecam, Yıldız Holding, Arçelik, Anadolu Grubu, Sabancı Holding, Kale Grubu, Yaşar Holding, Çalık Holding, Boydak Grubu…  Bu isimlerin dışında Anadolu’da da hızlı bir yurtdışı atağı göze çarpıyor.
Elbette bu trend, “ekonomi küreselleşiyor iş dünyası da karlı bulduğu yere yatırım yapacak” teziyle açıklanabilir. Ancak Türkiye’nin hala yatırıma olan ihtiyacı, en büyük sorunu olan işsizliğin, ithal girdi yerine yerli üretime olan ihtiyacın devam ettiğini düşünürsek ‘Türkiye yatırıma doydu’ diyemeyiz. Hükümetin art arda getirdiği teşvik paketleri de yatırım ihtiyacının bir diğer göstergesi...
Bu yıl da kaçış sürdü
Hal böyleyken neden yerli sermaye yurtdışını tercih ediyor? Sorunu yanıtı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun kısa bir süre önce yaptığı bir konuşmada gizli. Hisarcıklıoğlu, “Yok Maliye korkusu, yok sigorta müfettişi korkusu, bırakın biz zenginleştirelim, istediğimiz bu” demişti. Herkesin malumu, hükümete en küçük bir eleştiride bulunan bir işadamının şirketine ertesi gün vergi baskınları yapılıyor, defterleri geçmişi de kapsayacak şekilde didik didik ediliyor, ‘aynı safta’ yer almayanlara kamu ihalesi verilmiyor, izinleri iptal ediliyor, bürokratik engeller çıkarıyor. Hal böyle olunca da bir kısmı ya tamamen bu isteklere boyun eğip ‘saflara’ katılıyor, bir kısmı da devletle işini minimize edip yatırımlar için yurtdışı arayışlarını sürdürüyor. Merkez Bankası’nın son açıkladığı veriler de kaçışın sürdüğü yönünde. Türkiye’de yaşayanların yurtdışına yaptığı doğrudan yatırımlar, bu yılın ilk dokuz ayında 4 milyar 431 milyon dolara ulaştı. Bu tutar, 2013 yılının aynı dönemine göre yüzde 123 oranında arttı, geçen yıl yatırım miktarı 1 milyar 987 milyon dolar olmuştu. Yılsonunda bu rakamın 9 milyar dolara çıkması bekleniyor, çünkü Yıldız Holding, geçen ay satın aldığı İngiliz United Biscuits için 3 milyar dolar civarında bir ödeme yapacak. Beklenti, yurtdışı trendinin gelecek yıl da süreceği yönünde…


Sertab ve Sezen, Güler Sabancı'yı şaşırtacak!



Sabancı Holding’in filantropiye olan özel ilgisi herkesin malumu. Holding Başkanı Güler Sabancı, bu konuda hem uluslararası ödüller alan hem de konuşmalar yapan bir kişi. Holding’in bu konuda son etkinliği de bugün gerçekleşiyor. Sabancı Vakfı, her yıl düzenlediği Filantropi Seminerleri’nde bu yıl  müzikli bir sürpriz var. Bu yıl 8’incisi düzenlenen seminerin başlığı ‘Başrolde Ödüllü Kadınlar Var’. Seminerde, her yılkinden farklı olarak ve başlığa da yakışır şekilde ödüllü iki kadın var: Sertab Erener ve Sezen Aksu.
Bu iki başarılı müzisyen kadın, Sabancı Vakfı’na özel bir sürpriz de yapacaklar. Bu sürprizin ne olduğunu da seminere bizzat katılacak olan Sertab Erener açıklayacak. Seminere katılacak tek ödüllü kadın Erener değil. Baskı ve zulme maruz kaldığı halde tüm zorlukları aşarak değişime öncülük eden kadınların hikayelerini 2 yabancı isim de dile getirecek. Gökyüzünün Yarısı (Half The Sky) adlı kitabın yazarı Pulitzer ödüllü Sheryl WuDunn ve susturulan kadınların sesini yükseltmelerini sağlayan belgeselleriyle Oscar ve Emmy ödüllerine layık görülen Pakistanlı gazeteci Sharmeen Obaid Chinoy de seminerde yer alacak isimler.


Ekonomik büyümeye ‘kaçak saray’ katkısı


Türkİye İstatistik Kurumu (TÜİK) Türkiye ekonomisinin üçüncü çeyrekte yüzde 1,7 büyüdüğünü açıkladı, bu rakam beklentilerin çok altında. Ekonomistler, daha önce açıklanan hedeflere ulaşılamayacağını düşünüyor. Merkez Bankası Başkanı ve Maliye Bakanı, tarımda yaşanan olumsuzlukların büyüme rakamlarını olumsuz etkilediğini belirtiyor. Ancak hem iç tüketim hem sanayideki durgunluk dikkat çekici. Kalemler içinde dikkat çekici iki konu var; biri ihracat, diğeri de kamu harcamalarındaki artış. Rakamlar, devletin vatandaştan daha çok harcadığını gösteriyor. Şöyle ki hanehalklarının nihai tüketim harcamalarının değeri 2014 yılı üçüncü çeyreğinde sabit fiyatlarla yüzde 0,2’lik artışla 21milyar 898 milyon TL oldu. Devletin nihai tüketim harcaması değeri 2014 yılı üçüncü çeyreğinde cari fiyatlarla yüzde 15,7’lik artışla 64 milyar 658 milyon TL, sabit fiyatlarla yüzde 6,6’lık artışla 3 milyar 308 milyon TL oldu. Yılın ilk 9 ayındaki büyüme rakamlarına baktığımızda kamu harcamaları ilk sırada yer alıyor. Bu rakam içinde 1150 küsur odalı ve 1.4 milyar TL’ye mal olduğu bilinen ‘Ak Saray’ın katkısını yadsıyamayız.

Önceki ve Sonraki Yazılar