Yıllık ücretli iznin bölünmezlik ilkesi ve getirilmek istenilen

Merhaba Sevgili okuyucularımız, Bugün sorularınıza küçük bir ara verip ülkemiz çalışma hayatını ve dolayısı ile çalışanları yakından ilgilendiren başlıkta gördüğünüz konuya değinmek istedim.

Yıllık ücretli izin hakkı bilindiği üzere Anayasa temelli ve vaz geçilemez bir haktır. Bir yıl boyunca çalışan ve yorulan işçinin dinlenmesi için kendisine ücretinden bir kesinti olmaksızın tatil yapma hakkı tanınmıştır.

Bu iznin süresi işçinin işyerindeki kıdemi ile doğru orantıda 14 gün ile 26 gün arasında değişmektedir. Yaşı 18 ve daha küçük olanlarla 50 ve daha fazla yaşta olan işçilere verilecek izin ise 20 günden az olamaz. İşçinin iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi koşulunda kullanmadığı iznin karşılığı kendisine nakden en son ücreti üzerinden ödenir.

YASA işçinin yıllık ücretli izin hakkının korunması amacıyla bir bölünmezlik ilkesi içermektedir. Bu ilke İş Kanunumuzun aşağıdaki madde metniyle düzenlenmektedir.

“MADDE 56 Yıllık ücretli izin işveren tarafından bölünemez. Bu iznin 53 üncü maddede gösterilen süreler içinde işveren tarafından sürekli bir şekilde verilmesi zorunludur. Ancak, 53 üncü maddede öngörülen izin süreleri, tarafların anlaşması ile bir bölümü on günden aşağı olmamak üzere en çok üçe bölünebilir.”

Görülebileceği gibi esas itibarı ile yıllık ücretli izin bölünemez ancak işçi ile işveren anlaşırsa, bir başka deyişle işçinin onayı olursa bir bölümü 10 günden az olmamak üzere en çok 3’e bölünebilir. Uygulamaya baktığımızda işçinin yıllık ücretli izin hakkına ilişkin pek çok usulsüzlüklerle karşılaşırız. Bunların başında ise yasanın açık düzenlemesine aykırı olarak işverenlerin işçinin yıllık ücretli izin hakkını bölüp parçaladıklarıdır. Öyle ki yıl içerisinde işçinin kullandığı günlük izinler dahi toplanıp yıllık ücretli izin hakkından düşülmektedir. Oysa kanun açık bir biçimde bu izinlerin yıllık ücretli izinden düşülemeyeceği düzenlemesini içermektedir.

Şimdi gündemimize bir anda giren bu yeni tasarı ile işçinin onayı ile iznin en çok üçe bölünebilirlik kuralı bir bölümü 6 günden az olmamak üzere beşe çıkarılmak istenilmektedir. Öncelikle bu değişikliğe acaba neden gerek duyulmaktadır?

Açıklamalara bakarsanız en temel gerekçe şu; işçiler bayram tatillerini mevcut yasanın bir bölümü en az 10 gün kuralı yüzünden yıllık izinleri ile birleştiremiyorlarmış bu değişiklik sayesinde izin daha küçük parçalara bölünebileceğinden bu konuda bir rahatlama olacakmış.

Böyle bir gerekçeye çalışma hayatını yakından tanıyan herkes kahkahalarla güler. Çünkü mevcut uygulamada gerek kamu sektöründe, gerekse özel sektörde zaten sorun idari izinlerle çözülmektedir. Devlet bayram tatilinde izin sürelerini uzatmak istediğinde çalışanlarını idari izinli saymakta, özel sektör ise işçilere izin verip tatillerini uzatmakta daha sonra telafi çalışması yoluyla ödeşilmektedir.

Özetle böyle bir gerekçeyle İş kanunda değişiklik yapmaya gerek yoktur. Getirilmek istenilen değişiklik çalışanların lehinde değil aleyhindedir. Bu düzenleme ile yasaya aykırı olarak işçinin yıllık ücretli izin hakkını küçük parçalara bölen işverenlere bu konuda yasal imkan sunulmaya çalışılmaktadır. Böylece yasal husumetlerin önüne geçilmeye yani işçileri bu konuyu şikayet ve dava konusu yapmaları engellenmeye çalışılmaktadır.

Devlet işçi lehinde bir düzenleme yapmak istiyorsa işçinin izin hakkını küçük parçalara ayırmaktan vaz geçip otuz dört OECD ülkesi arasında ücretli izin ve tatil sıralamasında sondan üçüncü sırada yer alan ülkemizde çalışanlara kesintisiz ve daha uzun sürelerle izin hakkı getirmelidir.  



Önceki ve Sonraki Yazılar