Ayasofya cami oldu ne kazandık, ne kaybettik?

İktidarın günah keçisi olarak ilan ettiği Ahmet Davutoğlu’na ait olduğu öne sürülen bir tez var; “Şam’da Emevi camisinde namaz kılmak!

Oysa durum hiç de iddia edildiği gibi değil…

Tarih 5 Eylül 2012…

AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan şunları söyledi:

En kısa zamanda Şam’a gidecek, oradaki kardeşlerimizle muhabbetle kucaklaşacağız. O gün de yakın. İnşallah Selahaddin Eyyubi’nin kabri başında Fatiha okuyacak, Emeviye Camisi’nde namazımızı da kılacağız. Bilal-i Habeşi’nin, İbn-i Arabi’nin türbesinde, Süleymaniye Külliyesi’nde, Hicaz Demiryolu İstasyonu’nda kardeşliğimiz için özgürce dua edeceğiz.”

****

Ayasofya’yı hem ibadete hem de siyasete açanlar Şam’da Emevi camisinde namaz kılamadılar ancak, Türk bayrağının sallandığı, namaz kılınan, ezan okunan Ayasofya’yı cami yaparak, namaz kılacaklar.

****

‘500 yıldır camiydi’ vurgusunu yapıp, Hiristiyanların bin yıllık ibadethanelerinin camiye çevrilmesinde sorun görmeyenlere, durumu anlatmak zor.

Bunlar hoşgörüden söz ederler; hatta Fatih Sultan Mehmet’in Bosna’ya gönderdiği fermanı hoşgörünün kanıtı olarak gösterirler.

Ki gerçekten önemli bir fermandır:

Ben ki Sultan Mehmet Han’ım; sıradan ve seçkin bütün insanlar tarafından bilinsin ki, bu padişah buyruğunu ellerinde bulunduran Bosnalı ruhbanlara büyük bir lütufta bulunarak şunları buyurdum: Adı geçenlere ve kiliselerine hiç kimse engel olmayacak ve sıkıntı vermeyecektir ve onlar sakınmaksızın ülkemde yaşayacaklardır. Ve kaçıp gidenler bile güven içinde olacaklardır. Gelip ülkemizde korkusuzca oturacaklar ve kiliselerine yerleşeceklerdir.

Ne ben, ne vezirlerim, ne kullarım, ne uyruklarım, ne de ülkemin bütün halkından hiç kimse adı geçenlere, kendilerine ve canlarına ve mallarına ve kiliselerine ve dışarıdan ülkemize gelenlere dokunmayacak, saldırıp incitmeyecektir. “

****

Bizzat Kudüs’te yerinde görmüştüm. Sonra da İslami duyarlılığı olan arkadaşlardan Hazreti Ömer’in hikayesini pek çok kez dinlemiştim.

Hazreti Ömer, Kudüs’ü feth ettiği zaman, namaz kıldığı yeri Müslümanlar cami yapar diye, başkalarının ibadetlerinin içine girmemişti.

****

Çelişkiler sadece bu kadar mı?

Bir süre önce bu iş yanlış diyen, Sultanahmet’i, yeni yapılan Çamlıca camisini adres gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan topluma neyin değiştiğini açıklamalı örneğin…

Orada ezan okunurken, namaz kılınırken, Türk bayrağı dalgalanırken, “Bağımsızlık adımıdır” sözü tam yerine oturmuyor.

S-400’leri aktive edemezken, takas yapmak için ülke ülke dolaşırken, kendi topraklarımız üzerinde bir yeri, Danıştay kararıyla cami yapmanın neresi zor?

Önemli olan İstanbul’u fetht etmekti, daha sonra da işgalden kurtarmaktı!

****

Bir de, “Müze oldu ne kazandık ki, cami oldu ne kaybederiz” diyenlere anımsatayım.

2019 yılında 3 milyon 700 bin rakamıyla en fazla turistin geldiği birinci yer…

Yüz milyonlarca kayıp olacak.

İznik yanı başımızda iyi bir örnek, 100 binlerce turist gelirken, sayı bin-iki bin arasına düştü.

Özetle, turist kaybedeceğiz, para kaybedeceğiz, doviz kaybedeceğiz, çevredeki esnaf kaybedecek, Türkiye başka dinlere karşı yeterince hoşgörülü değil denilerek prestij kaybedecek, dünya Türkiye’ye güven duygusunu kaybedecek…

****

Müze oldu ne kazandık diyenlere de bir dönem Bursa’da AK Parti’de İl Başkan Yardımcılığı yapmış olan Diş Hekimi Tahsin Bulut’un söylediklerini aktarayım:

1936’da Montrö Sözleşmesi öncesi ve Hatay’ın topraklarımıza katılmasının kolaylaştırılması için uluslararası destek bulma amaçlı Ayasofya’nın müzeye çevrilmesini hainlik olarak değerlendirmek, çok ağır, çok çirkin olmanın ötesinde, tarihten bihaber olmayı da anlatır.”

***

Yine de saf ve temiz inancı için Ayasofya’nın ibadete açılmasını isteyen milyonlarca insana hayırlı olsun diyorum.

Bu kararı ben de onların inancına saygı gereği alkışlıyorum.

Coşkularına ortak oluyorum.

Çünkü bir ülkenin moral değerleri de önemlidir.

Siyasal amaçla, kin ve intikam güdenlere de Allah şifa versin diyorum.

****

Ayrıca unutmamak lazım ki, Ayasofya’yı kilise olmaktan kurtaran kişi Mustafa Kemal Atatürk’tür.

Kurtuluş Savaşı sonrasında İstanbul işgali ortadan kalkmasaydı, sadece Ayasofya değil, yüzlerece kilise açılır, bazı camiler kiliseye dönüştürüldü.

Bunu kabul etmeyenin de samimi olduğunu düşünmüyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar