Bedava yaşıyoruz

Bedava yaşıyoruz, bedava; Hava bedava, bulut bedava; Dere tepe bedava, yağmur çamur bedava; Otomobillerin dışı, sinemaların kapısı, camekanlar bedava; Peynir ekmek değil ama acı su bedava; Kelle fiyatına hürriyet, esirlik bedava; Bedava yaşıyoruz bedava... 

Orhan Veli (1914-1950)  10 Kasım 1950 gecesi Ankara’nın bir sokağında, onarım için açılmış bir çukura düşerek başından yaralandı. İstanbul’a geldi ve bir arkadaşının evine misafir oldu. Dört gün sonra aniden fenalaştı ve Cerrahpaşa Hastanesi’ne kaldırıldı, 14 Kasım 1950 gecesi beyin kanaması nedeniyle hayatını kaybetti. Mekanı Cennet olsun, henüz 36 yaşındaydı “bedava” dan öldü.

Rahmetli Orhan Veli, “Bedava Yaşıyoruz” başlıklı şiirini günümüzde kaleme alsaydı ihtimal şu mısraları da eklerdi. Kömür bedava, bulgur bedava; Makarna, nohut, alışveriş çeki bedava; İfade özgürlüğü değil ama tekme tokat, tazyikli su, biber gazı bedava...

NEREDEEN NEREYE (!)


Seksen yılda ve onca yoksulluğa rağmen, inanılmaz bir şevk ve azimle inşa edilen tüm değerlerimizi on yılda peşkeş çekerek satıp savdılar. O paralarla işsizliği önleyecek, üretim yapacak, ihracatı arttıracak bir tek  tesis yapmadılar. Diyor ki; “Elhamdülillâh, bak nereden nereye geldik. Duble yollar, köprüler, geçitler yaptık”

Neden alkışlıyorsun,
araban mı var? Varsa bile dünyanın en pahalı akaryakıtına ödediğin para çok mu hoşuna gidiyor? İşsiz değilsen işine, öğrenciysen okuluna gitmek için bindiğin toplu taşıma ücretlerine bile % 18 KDV ödüyorsun.
Neden alkışlıyorsun?
Habire lüks AVM’ler açıyorlar.
Neden alkışlıyorsun?

Hayatında bir kere olsun eşini çocuklarını alıp gittin mi? Gittiysen bile ufak bir alışveriş yapıp, restoranlarında yemek, kafelerinde bir şeyler içebildin mi? Dene bakalım, maaşın yetecek mi?  Diyor ki; “Elhamdülillâh,  ihracatımız rekor seviyede, milli gelir 12 bin dolar, enflasyonu tek haneli rakama indirdik”
Neden alkışlıyorsun,
ihracatçı mısın? Asgari ücretle sen üretiyorsun, patronun ihracat yapıyor. Her lafın başında “milli irade” diyor,

Neden alkışlıyorsun?
Milli gelir 12 bin dolarmış, ne kadarı cebine girdi? Diyor ki; “Paradan altı sıfır attık, enflasyonu tek haneye indirdik”
Neden alkışlıyorsun?
Zımpara kağıdı, üstüpü, civata mı yiyorsun? Sebze meyve ucuzlar diye semt pazarına akşam vakti gidiyorsun. Kurbandan kurbana evine bir parça et giriyor, on yıl oldu hâlâ açlık sınırı  altında yaşıyorsun. Mazoşist misin?
Neden alkışlıyorsun?

BEDAVA YAŞIYORSUN (!)

Okumadığın, araştırmadığın, incelemediğin için evrensel demokrasi, yurttaşlık bilinci, ifade ve basın özgürlüğü, çevrecilik, hayvan hakları vb. gibi medeni konularda en ufak bir fikrin yok. Sittin senedir İstanbul’da yaşıyorsun, bırak operayı, baleyi, konseri, tiyatroyu, müzeleri, deniz kenarını bile görmedin. Nedenini hiç mi merak etmiyorsun? Kendi ideolojik yaşam biçimini  kanırta kanırta sana empoze ediyorlar, gıkını bile çıkartamıyorsunuz. Vergini verip yaşadığın kendi şehrini peşkeş çekip talan ederken, sana sormadan kendi zevksizliğine göre dizayn ediyor. Şehrini korumak isteyen aydınları ise gözünün önünde orantısız güç kullanarak susturmaya çalışıyor.

Neden sessizce seyrediyorsun?
On yıldır cebinde alışveriş çeki ve yeşil kart. Elektriksiz gecekonduna çamaşır makinesi ve buzdolabı, kapının önünde ise bir koli sadaka: Kömür, bulgur, makarna, nohut ve  karşılığında biat.  Tamam anladık hamdolsun bedava yaşıyorsun bedava..
Ya insanlık onurun ??...

Önceki ve Sonraki Yazılar