IŞİD, ne isterse vermeyin

IŞİD, ne isterse vermeyin

Manchester'daki menfur terör saldırısından sonra İngiliz basınından 'dayanışma' çağrısı geldi. Londra merkezli The Economist' in internet sitesinde bugün yer alan bir makalede, 'cihatçı' olarak tanımladığı IŞİD'in terör saldırıları ile toplumu 'provake' edip, 'Müslüman karşıtı aşırı bir tepkinin doğmasını amaçlıyor olabileceğinin' altı çizilerek, 'IŞİD, ne istiyorsa vermeyin' denildi.

Bu hafta başı Manchester Arena'da ABD'li şarkıcı Ariana Grande konseri sırasında patlama meydana geldi.

IŞİD'in üstlendiği terör saldırısında biri Türk kökenli, çoğu çocuk ve genç, 22 kişi hayatını kaybederken, 60 kişi de yaralandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, terör saldırısını 'şiddetle kınadıklarını' ifade ettiler.
 

IŞİD terörünün ekmeğine yağ sürmeyin
 

Terör saldırısı sonrası İngiltere de bazı Müslüman karşıtı aşırıcı gruplar, 'Müslümanları fişlemeyi hatta tutuklamayı' dillendirmeye başladı.
 
The Economist'te yer alan makale de bu tutumun bir anlamda IŞİD'in ekmeğine yağ süreceğine atıf yapılırken, 'IŞİD, ne istiyorsa vermeyin' denildi.
 
Makalenin satırbaşları şöyle;
 
'Teröristler, sıklıkla masumları katletmek için yola çıkar. Ancak 8 yaşındaki Saffie Roussos'tan daha masum olamazdı. Konsere akın edenlerin çoğu da zaten genç yaştaydı.
 
Amaç 2004'teki Rusya / Beslan' daki okul katilamı ve 2014'teki Pakistan / Peshawar'da olduğu gibi en savunmasızlara saldırmaktı.
 
Sürekli terör saldırılarına maruz kalan dünyada ise bir kez daha bunu 'nasıl durduracakları' sorusu gündeme geliyor.
 
22 yaşındaki terörist bombacı Abedi'nin ise kendine göre nedenleri asla netleşmeyebilir.
 
Saldırı belkide Suriye ve Irak'ta kendi tabanında bile güç kaybeden IŞİD için güç göstergesiydi.
 
Belkide başka bir ihtimal var
 
IŞİD, yaşadıkları ülkeye sempati duyan ve kendilerinin 'halifeliğini' benimsemeyen Müslümanları 'gri bölge' den çıkarmak istiyor.
 
Bunu da terör eylemleri ile Müslüman karşıtlarını proveke ederek aşırı tepki verdirmeye çalışarak yapıyor olabilir.
Hatta yeni terör saldırıları olursa; İngiltere de Fransa'daki gibi bir OHAL fikri riski altına girebilir.
 
Müslüman karşıtı aşırıcı gruplar, 'Müslümanların fişlenmesini hatta tutuklamasını' istiyor.
 
Bu hatadır.
 
Zira cezai suçlama olmadan yasadışı olarak şüphelileri cezalandırmak, IŞİD'in tam olarak diğer Müslümanlara vermek istediği mesaj olurdu.
 
Laik bir toplumda insanların ortak acılarını ifade etmelerine izin verilir
 
Manchester saldırısına verilecek ortak tepki (yürüyüş, gösteri), belkide IŞİD'in planlarını engellemek için en iyi yoldur.

Yapılan bu tarz ritüeller Müslüman gruplara kamuoyu baskısından uzaklaşmaları şansı verir.

Ayrıca IŞİD'den gelen tehdidin genel olarak İslam'dan gelmediğini topluma gösterir.

Bu Müslümanlara ve Gayri-Müslimlere şu an her zamankinden daha fazla hoşgörülü olmaları gerektiği konusunda da bir işaret verir.

IŞİD'in görmek, duymak istemediği şeyde işte tamda budur.'