Ölüm Gül Kokan Yar Olsun...

Ölüm Gül Kokan Yar Olsun...

Hekimhan Kamuoyu haber sitesi yazarı Süleyman Özerol, Anadolu'nun toprağı ile bütünleşmiş şairlerinden Hüseyin Kılıç'ın şiirlerini ve yaşamını yazdı:

"Türkiye Sakatlar Derneği Malatya Şubesi, Atatürk İlkokulunun yanındaki sokakta bulunan ve gençlerin sıkça uğradığı, etkinlikler yaptığı Folklor Eğitim Derneği’nin yerinde kurulmuştu. TSD Malatya Şubesinin kurucu üyelerinden olan Hüseyin Kılıç, kas erimesi hastalığı nedeniyle yürümede zorluk çeken ama azimli bir genç idi. O haliyle derneğin etkinliklerine, toplumsal etkinliklere katılmayı sürdürüyor, şiir yazıyordu. Onun şairlik yönünü Ali Efter Ökdemir tanıtmıştı. Çünkü zaman zaman derneklere uğrardı. Ali Efter, Aliye Albayrak’ın “Gidenlerin ardından şiir yazmak boşuna” sözü üzerine Hüseyin’in yazdığı şiiri okumuştu bana.


Boşuna değil
Nefese nefes katmak
Kolay değil biliyorum
Gidenleri
Şiirde yaşatmak

Hüseyin’i tekerlekli sandalyesiyle birileri getirirdi. Çok okurdu, yaşına karşın yetişkin ve gelişmiş bir kişilik sergilerdi. Kardeşi ve arkadaşları onu anlatacakları için ben yalnızca şiirleri üzerine bir şeyler yazmak istiyorum.

Salah Birsel, “Bildiri” şiirinde şöyle diyordu:

İnanın sözüme şairler
Üçer beşer söneceğiz
Yirmi ikiye varmadan
Rüştü gibi öleceğiz

Rüştü Onur, 1920 yılında Zonguldak ili Devrek ilçesinde doğmuş ve tüberküloz salgını yüzünden yirmi iki yaşında hayata gözlerini yummuştur. Onun bazı şiirleri yetişkin kişilik özelliği gösterir.

Benden zarar gelmez
Kovanındaki arıya
Yuvasındaki kuşa;
Ben kendi halimde yaşarı
Şapkamın altında.

Hüseyin de çeyrek yüzyıllık yaşamında hastalıkla uğraş verirken ürettiği şiirlerini çok dar bir alana duyurabilmiş, geniş kitlelere ulaşamamıştı. Ancak ondaki sıcak bakış, ilkeli duruş ve Rüştü Onur gibi yetişkin kişilik özelliği göstermesi çok önemli bence…

Kıraç dikeni
Çıkma karşıma
Dost sıcaklığıyla
Yakarım seni

Acaba, “kıraç dikeni” dediği, “çakırdikeni” miydi bilemiyorum. Ancak dost sıcaklığının çok etkili ve çok güzel olduğunu görüyoruz. Arguvan türkülerine yaptığı göndermedeki ustalığını da unutamam…

Üç dost yan yana
Bir anda uzandık usulca Arguvan’a
Türküleri dolaştı dudaklarımızda
Ve harmandan dönen sevdalımız
Oturdu masamıza
“Derdi güzel ağlama”

Şu iki dize bence çok güzel anlatıyor diyalektik akışın gerekliliğini…

İlk sözün merhaba dostluğa
Her adımın bir daha ileriye

Uğraşı seven Hüseyin dizelere dökmüştü kavga ve sevda istemlerini.

Yüreğin var mı tutuşurken kavgaya
Varsa haykırsana Pir Sultan’ca
Ki anlasınlar bir ömür boyu
Bitmeyecek sevda
Yaşamın sarp yollarında
Ve tutuşurken kavgaya
Paylaşmaktır yaşamı sevda dediğin

Ve sanki veda ediyor…

Açın kapıları
Yolcuyum bu gece
Ağlamayın davul çalın
Haykıran dilde
Susmayan yürekteyim

Ne yazık ki Hüseyin çok geçmeden aramızdan ayrıldı; 9 Nisan 1997…
Geçen yıl Türkiye Sakatlar Derneği Malatya Şube Başkanı Ali Haydar Koyun’dan Hüseyin’in şiirlerini sordu, kardeşinde olduğunu ve kendisinde de bir dosyanın bulunduğunu söyledi. Kardeşi Bülent Kılıç ile görüşüp “Hüseyin’in şiirlerini kalıcı kılalım” düşüncemi bildirdim, o da çok olumlu karşıladı. Böylelikle Hüseyin Kılıç’ın yaşamöyküsünü kendisinden derleyerek düzenlemeye çalıştım, daha sonra derlemeyi kendi kaleminden düzenledim. Yaptığım düzenleme Hüseyin’in yaşamöyküsünü tam olarak vermese bile sanırım okuyucularımıza tanıtmaya yeterli olacaktır. Onun düzenlememizde yer alan son şiirinden iki dizenin ikincisini de kitabına ad olarak düşündüm;

Ve unutma ölenleri
Ölüm gül kokan yar olsun

Kardeşi Bülent Kılıç, TSD Malatya Şube Başkanı Ali Haydar Koyun, ve Hüseyin’in arkadaşları Semiha Demir ve Hasan Gölbaş’ın anlatımlarının katkısının büyük ve önemli olduğunu belirtirken; aramızdan ayrılışının 18. yılında bunu gerçekleştirmeyi gencecik yaşında aramızdan ayrılan şairimizin anısına saygı ve sevgimizin göstergesi olarak ortaya koyduğumuzu düşünüyorum.
Maddi katkılarından dolayı Hüseyin Kılıç’ın ablası Sebahat Tütel, kardeşleri Bülent Kılıç ve Devrim Kılıç’a teşekkür ediyor; gelecek yıl onun el yazıları ile şiirlerini ve mektuplarını, fotoğraflarını da kalıcı kılmayı amaçlayarak hareket ettiğimizi belirtken Hüseyin’i sevgi ve saygıyla, rahmetle anıyorum.

Ankara, 29 Mart 2015"