T24 yazarı Tolga Şardan, skandal bir iddiada bulundu. 

Şardan, sınır hattının her iki tarafına getirilen kapalı kasa kamyonların üzerine çıkan “müşteriler”, tellerin üzerine atılan battaniyelerin yardımıyla kendilerine zarar gelmeden sınırın diğer tarafındaki kapalı kasa kamyona atlayarak ülkeye yasa dışı giriş yapmayı başarıyor. Tabii sınır hattında sağlanan bu VIP geçişin bir de özel fiyatı var. Bu fiyat 4 bin dolar dolayında. Parası olan IŞİD’liler kamyondan kamyona atlayarak sessizce ülkeye dönüş yapıyor. Parası olmayanların durumu ise, PYD/YPG’lilerin insafına kalmış” şeklinde iddialarda bulundu.

Şardan’ın yazısından öne çıkanlar şöyle;

Ülke gündemi seçim ve ekonomi üzerine sıkışmış gibi gözükse de, her gün farklı gündem başlıklarıyla karşılaşmak mümkün.

İşte bunlardan birisi de IŞİD. Ya da bilinen diğer adıyla DEAŞ.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, birkaç gün önce yaptığı açıklamada, “DEAŞ’ın hareketlenme içinde olduğuna” dikkat çekti. Soylu, “DEAŞ, Türkiye içerisinde son 2,5-3 yılda hiç olmadığı kadar hareketli. Bu konuda da bütün güvenlik birimlerimiz son derece üst düzey alarmda” değerlendirmesini yaptı.

Soylu’nun bu açıklamasının ne anlama geldiğini soruştururken karşıma çıkan tablo şöyleydi:

– Suriye’de yaşanan gelişmeler sonrasında ABD’nin desteğini alan PYG/YPG güçleri son bir yıldır IŞİD’in bölgedeki etkinliğini kırmış durumda. Pek çok IŞİD’lİ halen silahlı Kürt gruplarına ait cezaevlerinde. IŞİD’in elindeki bölgeler son dönemde Kürt gruplarının kontrolüne geçmiş durumda.

– Sahadaki bu tabloya karşın, IŞİD’in mevcut lideri El Bağdadi’nin mayıs başında yayımlanan bir video görüntüsünde üzerinde Arapça “Türkiye Vilayeti” yazan dosyayı inceliyor olması, bugüne kadar IŞİD’in “cihad alanı” olarak görmediği Türkiye’yi “doğrudan hedefe koyduğu” şeklinde yorumlanıyor. Yani, Türkiye artık IŞİD için asıl savaş bölgesi.

– Uzun süredir sessizliğini koruyan IŞİD’in, El Bağdadi’nin elindeki dosyayla verdiği mesaj sonrasında Türkiye özelinde eylem sürecine yeniden başlayabileceğinden hareketle değerlendirmelere başlayan güvenlik güçleri, ülke genelinde arka arkaya operasyon yapmaya başladı. MİT ve Emniyet’in, Ankara, İstanbul, İzmir, Tekirdağ, Şanlıurfa, Osmaniye, Adana, Samsun, Kayseri’de yaptığı operasyonlarda IŞİD hücreleri ortaya çıkarıldı. Çoğu Suriye ve Irak uyruklu olan bu şüphelilerin bir bölümünün hücre yapılanmasında bulunduğu, bazılarının ise “keşif ve istihbarat çalışmaları” yaptıkları tespit edildi.

– Cumhuriyet tarihinin en kanlı terör eylemlerini gerçekleştiren IŞİD’ın benzer bir süreci tekrarlamasının önüne geçmeyi hedefleyen güvenlik birimleri ayrıca, Suriye’de IŞİD içinde yer alan Türk uyruklu savaşçıların neredeyse tamamının ülkeye giriş yaptığını ortaya çıkardı. Bu süreç nedeniyle güvenlik birimleri gerek hücresel faaliyetler gerekse “Yalnız Kurt” eylemlerine karşı duyarlı konuma geçti.

– PYD/YPG içindeki Kürt gruplar; kontrolü ele geçirdikleri bölgelerdeki kadınlar ve çocukları serbest bırakıp para karşılığında Türkiye’ye dönüşünü organize ederken, erkek IŞİD’lileri cezaevlerinde ya da kamplarda tutuyor. Ancak, Kürt gruplar kimi zaman cezaevindeki erkek IŞİD’lilerden bazılarını Türkiye’de eylem yapmaları karşılığında serbest bırakmaya başladı.

– Son dönemde sınırı geçmeye çalışan epeyce IŞİD’li yakalandı. Yakalananların bir bölümü sınırda teslim olurken, bazıları da yasa dışı geçiş yaparken yakayı ele verdi. IŞİD’lilerin Türkiye’ye girişinin sağlanması için sınır hattında adeta sektör oluşmuş durumda.

* Özellikle, 3 metre yüksekliğinde olan ve üzerinde kesici çelik güvenlik telleri bulunan beton bloklara rağmen sınır hattının kamera olmayan bölgelerinde gerek PYD’liler, gerekse bölgedeki diğer gruplar, “VIP geçiş” adı verilen yöntemle IŞİD’lileri Türkiye’ye sokuyor.

– Sınır hattının her iki tarafına getirilen kapalı kasa kamyonların üzerine çıkan “müşteriler”, tellerin üzerine atılan battaniyelerin yardımıyla kendilerine zarar gelmeden sınırın diğer tarafındaki kapalı kasa kamyona atlayarak ülkeye yasa dışı giriş yapmayı başarıyor. Tabii sınır hattında sağlanan bu VIP geçişin bir de özel fiyatı var. Bu fiyat 4 bin dolar dolayında. Parası olan IŞİD’liler kamyondan kamyona atlayarak sessizce ülkeye dönüş yapıyor. Parası olmayanların durumu ise, PYD/YPG’lilerin insafına kalmış.

– Geçişlerin sağlanması için kimi zaman beton blokların altından tünel kazılıyor. Ancak, bu yöntem hem zahmetli, hem de oldukça riskli. Bu yüzden, çoğunlukla kamyondan kamyona geçiş yöntemi uygulanıyor.

– Ayrıca, Türkiye’deki eylemlerde kullanılmak üzere zaman zaman Suriye ve Irak’tan yasa dışı biçimde ülkeye malzeme aktarımı yapıldığı tespit ediliyor.

Buraya kadar anlattıklarım, olayın suç ve terörle mücadele boyutunda yaşananlar.

Bu fotoğrafa bir de Türkiye’nin uluslararası diplomasi boyutunda yaşadıklarını eklediğimizde IŞİD’ın Türkiye’ye yönelik eylemsellik faaliyetlerinin anlamı daha da net görülecek.

Türkiye’nin Suriye üzerinde Rusya ile olan yakınlığı, S-400 füze sistemlerinin alınmasındaki kararlı tutumu, buna karşın ABD ile birbiri ardına yaşanan krizlerin yarattığı anlaşmazlık ortamı, F-35’lerin tesliminde baş gösteren süreç, Türkiye’nin Akdeniz’de doğalgaz arama ve çıkarma çalışmalarına yeniden ağırlık vermesinin yarattığı fiili durum, IŞİD’in Türkiye’yi hedef almasını daha anlamlı hale getiriyor.

Şu anda, devletle IŞİD arasında deyim yerindeyse, “tampon tampona” mücadele var.

İki yılı aşan IŞİD’in eylemsizlik sürecinde güvenlik birimlerinin çalışmalarına devam etmesi “bilgi, beceri, yardımcı istihbarat elemanı” çerçevesinde devlete artı değer katmış durumda.

Uzunca bir süre örgütün arkasında kalan devlet, artık IŞİD’ın önüne geçmiş halde çalışmalarına devam ediyor.

Buna karşın IŞİD’ın geri adım atmadığı, yeni süreçle ilgili hazırlıklarını yaptığı gözleniyor