Özgür Özel, "sıçan gibi kaçtı" diyerek Savcı Akın Gürlek'i hedef aldı: "Sen Recep Tayyip Erdoğan'ın Zekeriya Öz'üsün"

Özgür Özel, "sıçan gibi kaçtı" diyerek Savcı Akın Gürlek'i hedef aldı: "Sen Recep Tayyip Erdoğan'ın Zekeriya Öz'üsün"

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bir dönemin AKP'nin prensi olarak görülen FETÖ'cü Zekeriya Öz'ü hatırlatarak "sıçan gibi kaçtı" diyerek Ahmet Özer'e işlem başlatan Savcı Akın Gürlek'e "Sen Recep Tayyip Erdoğan'ın Zekeriya Öz'üsün" diyerek seslendi.

CHP lideri Özgür Özel, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutuklanması ve Esenyurt Belediyesi'ne kayyum atanmasına karşı Esenyurt Cumhuriyet Meydanı'ndaki mitingde konuştu.

Özgür Özel şunları söyledi:

 

"Bugün, dün yaşanan büyük hukuksuzluklardan sonra Esenyurt Belediyesi'nin önüne bir çağrı yaptık. Ancak, dün Esenyurt'un seçme hakkına el koyanlar, kayyum eliyle belediye binasına, binanın önündeki Özgürlük Alanı'na el koymaya kalktılar. Devletimizin, devletimizin polisini, kanunsuz emirlerle o alanı küçültmeye, sizi bizi, irademize sahip çıkarken güçsüz göstermeye kalktılar. Onlara verilecek cevap şuydu: Geldik, il başkanımızla diğer partilerin yöneticileriyle görüştük ve sordum. Dedim ki: "Esenyurt'un en büyük alanı, en büyük meydanı neresi?" dedim. Burasını söylediler. "Orayı dolduracağız." dedim. "Orayı.

"KÖTÜ MUAMELE, AHLAKSIZ MUAMELE, KANUNSUZ MUAMELE"

Yayına ne kadar gidiyor bilmiyorum ama duymasını istiyorum. Ahmet Başkan Esenyurt Meydanı. On binler hep beraber azdan haykırıyor. "Ahmet Başkan yalnız değildir" diyorlar. Dün, dün yaşanan süreç tamamen hukuksuzluk, tamamen usulsüzlük, tamamen bir kumpasın tüm işaretlerini barındırmaktadır. Ahmet Başkan her sabah 8.30'da gittiği belediyeye, 8.30'da davet edilse ifade vermeye gidebilecekken sabah 5'te çilingirle kırarak evinin kapısına dayandılar. Eşi telaşla, korkuyla kapıyı açtı. Durumu izah etmek yerine itip geçtiler. "Müsaade edin, uyandırayım gelsin" dedi. "Hayır" dediler. Ahmet Özer'in yatak odasına gidip polisler kendisini bizzat uyandırdılar. Bunu bilerek yaptılar. Oradaki muamele, kötü muamele, ahlaksız muamele, kanunsuz muamele eninde sonunda bir kez daha bu milletin vicdanından dönecektir. Bunu bir kenara yazın. Yanında belediyeye aynı zamanda, eş zamanlı gittiler. Devlet dairesinin, devletin belediyesinin kapısını balyozla kırdılar. İçeri girdiler. Kapıda avukatlar yetişip, belediye meclis üyesi avukatlarımız yetişip aramaya hakları olduğu için tanıklık etmek istediler, içeri alınmadılar. Ne evde avukat vardı ne belediyede. Ve Ahmet Başkan'ı tutuklarken bu hukuksuzca temin edilen bazı evrakları, kitapları, dergileri kimin oraya koyduğunu bilmediğimiz, Ahmet Başkan'ın ilk kez gördüğü bir kitap taslağını bile tutuklanırken gerekçe diye gösterdiler.

"10 YIL GERİYE GİDERSEK AKP'DE FETÖ'YE MENSUP OLMAYAN 10 KİŞİ KALMAZ"

Onun için ve tutuklama sırasında efendim onunla görüşmüş, bununla görüşmüş. "Eğer 10 yıldır dinliyorduk" diyor. "10 yıldır terörle irtibatlı" diyor. 10 yıl geriye kimin teröristlerle telefonlaştığına gidersek AK Parti'de FETÖ terör örgütüne mensup olmayan 10 kişi kalmaz, 10 kişi. Diyor ki 2015 yılında, diyor ki "Sen" diyor "Remzi Kartal'la belli sayıda telefon görüşmesi yapmışsın." Bir bakıyorsunuz, 2015 yılında Remzi Kartal'la, o dönemin AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, Meclis Başkan Vekili, her ikisi de milletvekili oturmuşlar, yemek yemişler. Ya da geçtiğimiz seçim o zamanlar Munzur Üniversitesi'nden getirdikleri sosyolog gidip de adadan mesaj getirince onu okuyan öğretim görevlisi Remzi Kartal'la 8,5 saat görüşmüş, 8,5 saat. "Remzi Kartal'la görüştü" diye içeri atmaya kalkarsanız AK Parti'de kimse kalmaz, yöneticiniz de kalmaz sizin.  

"ESENYURT KAYMAKAMINI NE YAPACAĞIZ?"

Bu meydanda, bu meydanda Esenyurt'ta konser verilmiş. Şarkıcı gelmiş, konser vermiş. Efendim, "Bu şarkıcıyı getirmek terör örgütüyle ilişkiymiş." Kardeşim, eğer o şarkıcının yaptığı iş terörse onu dinleyen Esenyurt Kaymakamı'nı ne yapacağız? Esenyurt Kaymakamı'nı?  

"BİR ÜLKEDE BİR SORUN VARSA SORUNUN SAHİBİNE SORULUR"

Ne sanat, ne siyaset, ne yakınının ölümünde açılan taziye telefonu, ne 10 yıl önceki telefon görüşmesi terörle ilişkilendirilemez. Ancak yapılan iş Ahmet Özer'in özülünde önce Esenyurt'un, sonra İstanbul'un, sonra Türkiye'nin iradesine ipotek koymaktır. Çıkmışlar bilindik numaralarla, Şafak operasyonlarıyla, FETÖ'den kalma kumpaslardan medet umarak Ahmet Özer'i görevinden uzaklaştırıyorlar ve bunlar dönüp diyorlar ki: "Terör sorununu biz çözeceğiz ama Türkiye'de Kürt sorunu yoktur" diyorlar. Buradan açıkça söylüyorum, bir ülkede bir sorun varsa sorunun sahibine sorulur. Eğer bir sorunun olup olmadığına o ülkede yaşayanlar değil de yönetenler karar veriyorsa o ülkede diktatörlük var demektir.

 

Açıkça söylüyoruz, bir ülkede bir sorunu yaşayanlar sorunu söylüyor ve bu sorun tartışılıp çözülüyorsa orası demokrasi diye anılır. Yok, ülkeyi yönetenler buna karar veriyorsa orası otokrasi'dir, orada otoriterler vardır ve o ülke demokrasi değildir. Bugün "Kürt sorunu yok" diyenler Esenyurt'ta yaptıklarıyla, kayyum politikalarıyla Kürt sorununun var olduğunu kendileri sadece Türkiye'ye değil, bütün dünyaya ilan etmişlerdir.

"AKIN GÜRLEK ADALET KATLEDİLSİN DİYE GEZDİRİLEN BİR CELLATTIR"

 

Ve Ahmet Hoca'nın tutuklanacağını dün öğle saatlerinde Erdoğan açık açık söyledi. Yani kararı vermişler. Talimatı vermişler. Şekil şartı tamamlıyorlar. Biliyorsunuz Canan Kaftancıoğlu davasında Selahattin Demirtaş davasında Sözcü Gazetesi davasında as dediklerini asan, kes dediklerini kesen sarayın talimatlarını yerine getiren biri vardı ve onun adı onun adı seyyar giyotin'di. Mahkeme mahkeme gezdirip adaleti katlettirmişlerdi. Onun adı onun adı adaletin celladıydı. Son görevi bakan yardımcılığıydı. Siyasiydi. Bir telefonla "bana İstanbul'da lazımsın" diye ta devletin en tepesindekinden aldığı emirle koştu geldi ve dünkü operasyonu yönetti. Buradan sesleniyorum. Sayın Erdoğan'ın talimatıyla gelip de bu operasyonlara girişen Akın Gürlek Zekeriya Öz'ü hatırlıyor musun? Zekeriya Öz'ü. Ona da talimatı Fethullah veriyor. Kumpas yapıyordu. Bıçağının iki tarafı da kesiyordu. Kibirinden yanına yanaşılmıyordu. Sonra günü gelince sıçan gibi kaçtı. Sen Recep Tayyip Erdoğan'ın Zekeriya Öz'üsün Akın Gürlek. Zekeriya Öz'üsün. Akın Gürlek savcı değildir. Akın Gürlek hukukçu değildir. Akın Gürlek vicdanı olmayan aklı olmayan hastane hastane sürünen mahkûmları bile cezaya boğan ama Akın Gürlek adliye adliye adalet katledilsin diye gezdirilen bir cellattır. Bu vicdansız bu millete hesap verecektir. Söz veriyorum.