2025’in Mayıs ayında, dünya bir kez daha nükleer bir felaketin eşiğine geldi. Hindistan, “Sindoor Operasyonu” adı altında Pakistan ve Pakistan’ın kontrolündeki Azad Keşmir bölgesindeki dokuz hedefe füze saldırısı düzenledi. Hindistan Savunma Bakanlığı, bu saldırıların 22 Nisan’da Pahalgam’da gerçekleşen ve 26 Hint vatandaşının hayatını kaybettiği terör saldırısına misilleme olduğunu belirtti.   

Pakistan, saldırılarda üç sivilin öldüğünü, aralarında bir çocuğun da bulunduğunu ve en az 12 kişinin yaralandığını açıkladı. Ayrıca, Hindistan’a ait iki savaş uçağının düşürüldüğünü ve uygun bir zamanda karşılık verileceğini duyurdu.  

TRUMP: “BU, UTANÇ VERİCİ BİR DURUM”

ABD Başkanı Donald Trump, Hindistan’ın Pakistan’a yönelik saldırılarını “utanç verici” olarak nitelendirdi. Trump, Beyaz Saray’da yaptığı açıklamada, “Ben sadece bunun çok çabuk sona ermesini umuyorum” dedi. Ayrıca, Hindistan ve Pakistan’ın uzun süredir devam eden düşmanlıklarına atıfta bulunarak, “Aslında onlarca yıldır, hatta yüzyıllardır savaşıyorlar” ifadelerini kullandı.   

Bu gelişmeler, dünya genelinde büyük bir endişe yaratırken, nükleer silah sahibi iki ülke arasındaki gerilimin tırmanması, uluslararası toplumun dikkatini bölgeye çevirdi. Birçok ülke, tarafları itidalli olmaya ve diplomatik yollarla çözüm aramaya çağırıyor.

Bu bir provokasyon değildi. Bu bir test de değildi. Bu, sadece “bir hata”ydı. Ama o hata, milyonlarca insanın hayatına mal olabilecek bir kıvılcım olabilirdi.

Peki dünya bu kadar kolay mı yanacak?

Tarih bize, büyük savaşların küçük hatalarla başladığını defalarca gösterdi. Bir arızalı radar… Bir yanlış anlaşılan komut… Ve sonrasında geri dönüşü olmayan bir cehennem.

Bugün Hindistan ve Pakistan… Yarın kim?

Bu olay sadece iki ülkeyi değil, hepimizi ilgilendiriyor. Çünkü nükleer bir savaş başladığında sınırlar anlamını yitirir. O füzeler yalnızca haritaları değil, insanlığı da yakar.