Hak; Adalet ve emanet

Nisa suresi 58 ayette bakın emaneti ehline vermek hakkında bakın nasıl buyuruyor;

“ Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne güzel öğütler veriyor. Şüphesiz Allah her şeyi işitmekte, her şeyi görmektedir.”

Diyanet çevirisine göre nasıl emrediyor Allah?

“Emanetleri mutlaka ehline verin”

Başka?

“insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmedin”

Bugün Allah’ın bu buyruklarına uyan var mı?

Ne gezer!

“Referansım İslam” diye hükümet olanlar, bu sözlerini unuttu.

Ne Adalet kaldı, ne de emanete sahip çıkma...

Diyanet tercümesinde; “Burada emanetin yerine getirilmesi, ehline verilmesi ve insanlar arasında adaletle hükmedilmesi yönündeki emirlerin muhatapları genel olarak bütün insanlar, özel olarak müminler ve daha özel olarak da yöneticiler gibi emanet ve adaletten kamu adına sorumlu olan şahıslar ve kurumlardır” diyor ve şöyle devam ediyor;

“Tarih boyunca insanların huzur ve mutlulukları iki sebeple kazanılmış veya kaybedilmiştir: Emanet ve adalet. Emanetler ehline verildiği ve adalete riayet edildiği müddetçe cemiyette huzur ve saadet bulunmuş, hıyanetler ve haksızlıklar ise huzursuzlukların, kavgaların, savaşların, servet ve neslin helâk olmasının baş sebepleri arasında yer almıştır.

Emanet, korunması istenen maddî ve mânevî değerdir. Kişinin kullanıp sahibine iade etmek üzere aldığı eşya emanet olduğu gibi devletin hizmet makamları da emanettir; ilim, din, antlaşma ve sözleşmeler, komşuluk hakları... Emanettir. Bütün bunlar korunacak, muhatap ve ilgililerine teslim edilecek, ne maksatla verilmiş ise ona uygun olarak kullanılacaktır.”

Hz. Peygamber “Münafığın üç belirtisi olduğunu söylüyordu

Bir;“Konuştuğunda yalan söyler”

İki; söz verdiğinde yerine getirmez”

Üç; “kendisine bir şey emanet edildiğinde hıyanet eder”

Hz. Peygamber böyle buyurarak, emanete riayet etmeyenleri münafık vasıflı insanlar olarak tescil etmiştir.

Emaneti ehline vermek, günümüzde emanetin ehline verildiğini gören var mı?

Yıllarca bir konuda tahsil gören uzmanlaşmış kimseler varken oraya vasıfsız birini atamak emaneti ehline vermek olarak tanımlanabilir mi?

Bu durum için yüzlerce örnek verilebilir.

Sahte diplomadan yargılanıp hüküm giyenler, kritik görevlere atanabilir mi?

Mesela, örtülü ödeneğin başına getirilen isim.

Daha dün, daha dün Vakıfbank yönetimine atanan güreşçi.

Diploma yolsuzluğundan yargılanan...

Evet evet, Hamza Yerlikaya’nın bu göreve getirilmesini nasıl izah edilecektir.

Ne güzel değil mi?

Referans İslam!

Ancak; uygulamaların İslam’la, hukukla, adaletle hiçbir ilgisi yok.

Evet; Tarih boyunca insanların huzur ve mutlulukları iki sebeple kazanılmış veya kaybedilmiştir: Emanet ve adalet!..

Bunun aksini kimse iddia edemez.

Emanetler ehline verildiği ve adalete riayet edildiği müddetçe toplumda huzur ve saadet bulunmuş, insanlar mutlu olmuştu.

Hıyanetler ve haksızlıklar ise huzursuzlukların, kavgaların, savaşların, servet ve neslin perişan olmasının baş sebepleri arasında yer almıştır.

Bugün bu nedenle insanların gelecekten ümitleri kalmamıştır.

Önceki ve Sonraki Yazılar