HAYVANLARA MISIR, MISIRA SU, SUYA ENERJİ, ENERJİYE KÖMÜR LAZIM

Meraları tahrip ettik, geliştirmedik. Bu durumda hayvanlara sanayi yemi gerekiyor. Bunun için en önemli  kaynak mısır. Mısır ise su, kimyasal gübre ve tarım ilacı istiyor. Mısır eskiden yağışı bol Karadeniz’de ve dere kenarı gibi sulak yerlerde yetiştirilirdi. İlk amaç ise insan beslenmesi idi. Bu değişti ve kuru tarım yapılan yerlerde bile hayvan yemi için mısır yetiştirilmeye başladı. Konya’da bile mısır yetişiyor artık. Tabii su gerekiyor. Yeraltı suyu çekiliyor. Konya ovasında yeraltı suyu metrelerce aşağı düştü. Bu nedenle obruklar oluşuyor. Bir anda insan yutan metrelerce genişlikte ve derinlikte çukurlar oluşuyor. Konya ovasına dışardaki su havzalarından da su getirmek gerekiyor. Tabii suyu yeraltından çekmek veya Konya dışındaki havzalardan getirmek için elektrik enerjisi gerekiyor. Elektrik üretmek için ise santraller lazım. Santraller kömürle çalışıyorsa bu durumda kömür lazım. Bu ise yurt dışından da getiriliyor. Tabii limanlar da lazım.  

Bütün bunların sonucu insan yutan obruklar, suyun, havanın, toprakların tarım kimyasalları ile kirlenmesi, insanların bu zehirlere maruz kalması, artan hastalıklar oluyor. Yetmedi; termik santraller de zehirli gazlar ve partikül madde denilen tozlar yayıyor. Partikül madde 2,5 denilenler ise kalp, inme, akciğer kanseri gibi birçok hastalıkta önemli etkenlerden biri. Bu da hastalıkları bir kez daha arttırıyor. Kömür ithalatı ülkede çok kıt olan döviz harcanmasına yol açıyor. Yetmedi, hayvanlar meralarda otlarla beslenmek yerine mısır gibi yoğun yemlerle beslendiğinde bunların et, süt, yumurta vb. bütün ürünlerinde omega 3 ve CLA denilen insan sağlığı için çok yararlı maddeler azalıyor. Bu bir kez daha hastalıkları arttırıyor. Bu kadar hastalık artınca bu işgücünü azalttığı gibi çoğunlukla ithale dayalı ilaç, tıbbi cihazlar vb. ithalatını arttırıyor. Döviz gene azalıyor, dövizle borçlanma artıyor.

Hayvanlar yoğun yemle beslenince emek yoğun hayvancılık yerine sermaye yoğun çok büyük ve fabrika tarımı denilen büyük hayvancılık işletmeleri kuruluyor. Bu ise çıkan gübrenin tarımda kullanılmasını güçleştiriyor. Gübre büyük havuzlarda toplanıyor. Sular kirleniyor, hava kirleniyor. Çok sayıda hayvanın kitlesel üretiminin kuş gribi, domuz gribi gibi çok tehlikeli virusların gelişmesine davetiye çıkardığı bilinen bir gerçek.

Daha da uzatıp başka sonuçlara da değinebilirim. Ancak yeter. Fabrika tarımı veya endüstriyel tarım çözdüğü zannedilen sorunlardan daha çok yeni sorun yaratıyor.

Bu kısır döngüyü bir yerden başlayarak çözmek lazım. Meraları korumalı ve geliştirmeye başlamalıyız. Agroekoloji ve gıda egemenliği bu amaç için bize yol gösterebilir.    

Önceki ve Sonraki Yazılar