Ömer Adıgüzel

Ömer Adıgüzel

İNADINA SARILMAK!  İNADINA KUCAKLAŞMAK!

Haber şöyle. “…Doğum gününü kutlamak için birbirine sarılan iki öğretmene soruşturma açıldı. Savcılık, ‘sarılmak suç değil’ derken, MEB, öğretmenlere ceza verdi. Van’ın Çatak’taki bir lisede 20 Mayıs’ta, erkek öğretmen doğum günü olan kadın meslektaşını sarılarak tebrik eti. İki öğretmen, birbirlerini kutlayan öğretmenleri idareye şikâyet etti. Okul müdürü yaşanan görüntülerin uygunsuz olduğu iddiasında bulunarak 2 öğretmen hakkında idari soruşturma açılmasını talep etti.

Van Valiliği 2 öğretmen hakkında soruşturma izni verdi. Bunun üzerine Van Milli Eğitim Müdürlüğü Disiplin Kurulu olayın araştırılması için müfettiş görevlendirdi. Okula gelen müfettişler hem kamera kayıtlarını inceledi hem de öğretmenlerin savunmalarını aldı. Aynı zamanda Çatak Kaymakamlığı da öğretmenlerden hem savunma istedi hem de Çatak Cumhuriyet Başsavcılığı’na da suç duyurusunda bulundu.

Kadın öğretmen kısa bir süre sonra Çatak Kaymakamlığı’na 5 sayfadan oluşan bir savunma gönderdi. Öğretmen savunmasında; “O gün okulda yaptığım bir etkinlik sonrası öğretmen arkadaşımla karşılaştım. Etkinlikten dolayı beni tebrik etti. Sonrasında ben kendisine; ‘Hocam bugün benim doğum günüm. Doğum günümü kutlamadınız?’ dedim. O da bana sarılarak doğum günümü kutladı. Bu arada kamera kayıtlarının tarihi ve doğum günü tarihime bakılabilir. Orada kamera olduğunu ikimiz de biliyorduk. Yanlış bir şey yapmadığımızı bildiğimiz için gayet normal insanlar arasında olabilen sarılma durumumuz oldu. Sarılmanın şekli ve şartları hakkında suç olduğu bir durum ne Anayasa ne de Milli Eğitim Yönetmeliği’nin hiçbir yerinde yazmaz. İnsanların hayatta en çok önem verdiği namus, şeref, haysiyet kavramını hiçe sayarak görüntüler farklı lanse edildi” ifadelerine yer verdi.

Çatak Kaymakamlığı’nın suç duyurusu üzerine Çatak Cumhuriyet Başsavcılığı iki öğretmen hakkında idari soruşturma başlattı. Mahkeme 10 Ekim 2019 günü ‘kovuşturmaya yer olmadığına’ dair karar verdi. Savcılık kararında; ‘Yapılan soruşturma neticesinde, Çatak ilçe emniyet amirliği tarafından düzenlenen görüntü inceleme raporunda da şüphelilerin üzerine atılı suçu işlediklerine dair bir görüntünün mevcut olmadığı, yalnız sarılma görüntüsünün mevcut olduğu, bu haliyle söz konusu hareketlerin bir suçu teşkil etmediği gerekçesi ile söz konusu davranışların idari soruşturmaya dayanak oluşturabileceği de göz önünde bulundurarak, bu şüphelilerin üzerlerine atılı suçu işlediğini dair kovuşturma yapılmasını gerektirecek yeterlilikte delil bulunmadığı anlaşılmıştır’ ifadelerine yer verdi.

Savcılığın bu kararının ardından ise olay sonrası inceleme yapan Milli Eğitim Bakanlığı müfettişleri iki öğretmenin okul içerisinde sarılmalarını “uygunsuz görüntü” olarak ifade ederek, sarılmayı; öğretmenler arasında olması gereken iletişimden çok öte bir davranış olarak yorumladı. Raporun sonunda kararlarını açıklayan müfettişler, kadın öğretmene disiplin yönünden, “Aylıktan kesme” cezası, idari yönden ise “il sınırları içinde ilçe dışında başka bir okulda görevine devam etmesi” kararı verdi. Yine erkek öğretmen hakkında ise, ilçe sınırları dışında bir okula atanmasına karar verildi…”

İki yetişkin, medeni insanın içtenliğe ve güvene dayalı sarılmalarından, kucaklaşmalarından rahatsız olan bir anlayış, eğitim sisteminde yetiştirdiği çocuklara bu dar bakış açısından başka ne verebilir?

Bir yetişkin insan başka bir yetişkin insanın davranışına karışma, yargılama, onları dışlama hakkını nereden buluyor?

Toplumsal durum ve biçimlere uyma anlamına gelen conformism ne yazık ki eğitim dünyasında öğretmen davranışlarına ve günlük yaşamın her alanına müdahale noktasına kadar gelebilmiş.

Kim kimin ahlak bekçiliğini yapmaktadır? Ahlaki değerlerin başlatıcısı, koruyucusu olarak kimler kendi kendilerini tayin ediyorlar?

Niyet, içtenlik, güven, iletişim, empati, etkileşim, duyarlılık, insancıl olma, önyargılı olma/olmama ve toplumsal baskıya boyun eğme/eğmeme gibi kavramlar sözde bu ahlak bekçiliğine soyunanlara ne ifade ediyor (hiçbir şey ifade etmediği kesin)?

İçtenliğin, güvenin, insancıllığın olduğu her yerde inadına sarılmaya ve inadına kucaklaşmaya devam!

Önceki ve Sonraki Yazılar