İstanbul’un fethi

İBB’nin, İstanbul’un fethinin 565’inci yılı dolayısıyla hazırladığı filmi izleyin. Mutlaka!
Uluslararası post prodüksiyon ekipleriyle 1,5 ayda hazırlanmış.
Filmde, “Sen öyle bir yürü ki beyim, dünya kudret görsün” derken Erdoğan’ı göstermesi tam bir siyasi propagandaya dönmüş.
Ey İstanbul Belediyesi... Halkın vergileriyle çektiğin filmi “seçim filmi”ne döndüremezsin!
Buna hakkın yok!
Sinan Meydan diyor ki: “Bu tanıtım filmini yapanlar, Fatih’in 1453’te fethettiği İstanbul’un 1918’de fiilen 1920’de resmen elimizden gittiğini, düşman çizmeleri altında çiğnendiğini; İstanbul’u 1923’te Atatürk’ün yeniden vatan toprağı yaptığını bilmez mi, yoksa bilir de bilmezlikten mi gelir… Yazık!”

Kulisler ne diyor?

Üzerinden aylar geçti ama kulislerde hâlâ tazeliğini koruyor. Hande Fırat’ın düğününü hepimiz hatırlarız. Bir ömür mutlu olsunlar... Düğüne katılan birçok gazeteci arkadaşım, Erdoğan’ın da katılacağı hatta son dakikaya kadar geleceği ve her türlü hazırlığın ona göre yapıldığı bilgisini bizzat yerinde yani düğünde alıyor. Ancak Erdoğan son anda gelmekten vazgeçiyor. Neden mi? “Müftü nikâhı” olmadığı içinmiş, diyor kulisler. Bu olay Hande’nin karnesine “eksi” olarak geçiyor.
Şirin Payzın’a yapılan “Ankara istemiyor” bahanesinin altından da Hande çıkıyor. Bilginin Hakan Çelik’ten alındığı konuşuluyor. Karnesine bir “eksi” daha ekleniyor.
CNN Türk’teki programda da Muharrem İnce’yi köşeye sıkıştıramadığı ve hatta soru soramadığı için, üçüncü “eksi”si de ekleniyor karnesine.

Kafamda “Deli” sorular

* İstanbul’un Fatih ilçesinde kaldırımlara yazılan “Türkiye evimiz, Erdoğan babamız” yazıları olmamış. Onlarca insan basıp geçiyor!
* Türkiye, kurulduğu yıl olan 1999’dan beri G 20’de... O tarihte AKP vardı da biz mi hatırlamıyoruz!
Hoş kalın!...

Önceki ve Sonraki Yazılar