
İyi halliyim, hem pişmanım hem de tahrik var
Mahkeme, özürlü kıza tecavüz davasında “iyi hal” indirimi yaptı. Yargıtay, “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan” da ceza verilmesini istedi ama “iyi hal” indirimine onay verdi. Taciz suçu nedeniyle meslekten ihracına karar verilen polis, karıştığı ikinci taciz davasında da “iyi hal” indiriminden yararlandı! Adana’da ilişki yaşadığı iki çocuk annesi Emrah Dil’i sokak ortasında öldüren ve ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılanan Mikail Uskaner’in cezası “iyi hal”den 15 yıla düşürüldü Bursa'da birlikte yaşadığı genç kadını öldürdükten sonra cesedi 5 parçaya bölerek çöp konteynırına attığı iddia edilen gazinocunun cezası “iyi hal”den 25 yıla indirildi. Yukarıda aldığım haberlerin ortak noktası kadına ruhsal ve fiziksel şiddet uygulanması -ki bazıları cinayetle sonuçlanmış- sonucu erkekleri aldıkları cezalarının “iyi hal” indirimine uğraması. Yalnızca erkeğin kadına şiddet uygulamasında yapılan bir durum değil elbette “iyi hal” indirimi. Bu ceza indiriminin kadına karşı şiddet konusundaki yerini değerlendirmek için bu örnekleri aldım. “İyi hal” durumu nedir? Yeterince iyi midir, kötü müdür ya da gereksiz midir? İyi hal indirimi, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 62. Maddesinin “takdiri indirimler” bölümünde yer alır. Ceza Kanunu’nun 62. Maddesinin birinci fırkası şöyle; “Fail yararına cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin varlığı hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine, müebbet hapis; müebbet hapis cezası yerine, yyirmi beş yıl hapis cezası verilir. Diğer cezaların beşte birine kadarı indirilir.” İlgili maddenin ikinci fırkasında ise şöyle deniyor; “ Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurulabilir. Takdiri indirim nedenleri kararda gösterilir.” Kanunlar bu yönde, ancak benim bu konuyu eleştirmeme engel değil. Adam kadına her türlü şiddeti uygulayacak, tecavüz ve ölüm de bunların içinde yer alacak ancak sanığın mahkemede süt dökmüş hallerine bakıp cezasını indireceksin. Aklım almıyor, hele de o kadının yakınlarının aklının almasını hiç bekleyemeyiz. İşlediğin suçtan pişman olmak ne öleni ne de olan biteni geri getiriyor. Ama yargı “etkin pişmanlık” yasası adı altında yine ceza indirimine gidebiliyor. Lafı bile var unuttunuz mu “son pişmanlık fayda etmez!” Daha bitmedi bir de tahrik indirimi var. Bildiğiniz gibi, bizim ülkemizde insanlar çok alıngandır, özellikle de erkekler. Tahrik olmaya yer ararlar. “Sen bana yan mı baktın”, “Kaşının altında göz mü var” say say bitmez. Aslında neredeyse tahrik olmasalar suç işlemeyecekler de işte bizim kendini bilmezliğimiz; adamları söz ve davranışlarımızla tahrik ediyoruz. Hak ediyoruz yani. Mahkeme ya da ceza koyucu da böyle düşünüyor olmalı. Bu ceza indirimlerinin insanları suça teşvik eden bir etken olması kaçınılmazdır. Cezaların suçu önleyici olması gerekirken, neredeyse ceza indirimleriyle teşvik ediliyor. Bu ceza kanunuyla gidersek kadınların başı daha çok ağrıyacağa benziyor.