Aslı, evliliğinde son zamanlarda ağır ağır bir değişim yaşandığını gözlüyordu. Önce kendini yokladı;  “bende mi bir şeyler var ya da uyduruyor muyum” diye ama öyle olmadığını anladı. Tüm dikkatini kocasına yöneltti. İlgisiz miydi? Hayır... Hatta sanki daha mı ilgili ne? Ama farklı bir şey vardı, henüz adını koyamadığı bir değişiklik.

Aslı’nın içine bir kurt düşmüştü. Bu değişikliğin kaynağı ancak başka bir kadın olabilirdi. Kanıtı yoktu. Hatta şüphe edilecek bir şey bile bulamadı. Günlerce bunu düşünmekten başka bir şey yapamaz hale geldi. Gittikçe sessizleşip içine kapanıyordu.

 
Kocasının karşısına geçip sorsa, ne diyecekti ki! Ama biliyordu. Nedeni bilmeden hem de... İçgüdüleri hiçbir zaman onu yanıltmamıştı.
Seçenekler belliydi;
a) Kocası aldatıyor.
b) Kadın şizofren.
c) Hiçbiri.
Biraz fazla oyaladım sizi yanıt için ama  bence değer. Şimdi konunun bilimsel yanına bakalım biraz da.
Dr.Louann Brizendine “ Kadın Beyni” adlı çalışmasında bu durumu bize açıklıyor. Nasıl mı?
Kadın beyni yüksek performanslı bir duygu makinası gibi karşısındakilerin duygu farklılıklarını yakalamaya programlıymış. Oysa erkeklerde bu özellik pek gelişkin olmadığından ancak  kadın ağladığında bir sorun olduğunu anlayabiliyormuş.
Neden hiç şaşırmadım acaba! Duyarsız öküzler!
Neyse kadının içgüdüsü konusuna gelelim. Brizendine’nin söylediğine göre; içgüdüler beyindeki çeşitli bölgelerin fiziksel verileri işlemesiyle ortaya çıkar. Yükselen östrojen oranı kadınların içgüdülerini geliştirmelerini sağlar. Aynı zamanda kadının fiziksel acıya da erkeklere göre daha dayanıklı olmasına neden olur. Kimi bilim insanları kadınların beden duyarlılıklarının beynin acı verici duyguları hissetme yeteneğini de güçlendirdiğini savunur.
Beyin taramaları sonuçları,  beynin içgüdülerle ilgili bölümlerinin erkeklere oranla kadınlarda daha geniş olduğunu gösteriyormuş. Yani, bir kadının içgüdüleriyle hisleri arasındaki ilişkinin temelleri biyolojide yatıyormuş.
Şimdi Aslı’ya hak verdiniz mi? Hâlâ bu nedenler  yeterli gelmediyse biraz daha devam edelim. Fiziksel olarak bedende nasıl meydana geldiğine bakalım. Aslı’nın karnında kelebekler uçuşmaya başlayıp (kelebekler yalnızca “aşk” için uçuşmaz) ve duygusal verileri toplamaya başlar. Bedeni  beynin insula ve anterior singulat korteks bölümlerine mesaj gönderir.
 İçgüdülerin ilk işlendiği bölüm insula kadınlarda daha geniştir. Kadında daha aktif olan anterior singulat ise özdeşleşme, yargılama, kontrol ve olumsuz duygulara uyum sağlamayla ilgili rol oynar. Aslı’nın kalp atışları hızlanır, midesinde bir düğüm oluşur. Aslı’nın beyninde oluşan yoğun bir duygu akımı  içgüdülerini harekete geçirir. Ve bingo, erkek ne yaparsa yapsın durumu ele vermiş olur.
Gelecek yazının konusu; “Kadınlar kocalarının zihnini okuyabilir mi? ”  Anladınız siz onu!