Kahramanın yolculuğu

Amerikalı mitolojist Joseph Campbell'in 1949 yılında ortaya attığı "kahramanın sonsuz yolculuğu" teorisi günümüzde bile bir çok senarist ve yazara klavuzluk eder. 

Söyle ki;

Campbell, incelediği tüm mitlerde ve hatta tarihteki olaylarda bir döngü keşfetmiş. Her olayın bir baş kahramanı varmış ve bu kahramanların yaşadığı olaylar döngüsü üç aşağı beş yukarı aynıymış. Bu döngüye "kahramanın sonsuz yolculuğu" demiş ve bir kalıp sembolize etmiş. Aslında tek bir efsane vardır." diyerek bu kalıba "monomyth" adını vermiş. Monomyth, kahramanın sıradan yaşamını sürdürürken bir maceraya çağrılması ile başlar ve eve dönüş yolunda kazandığı hediyelerle son bulur. Bu hediyeler bazen bir hazine, bazen bir dost ama genelde deneyimler ve çıkarımlardır.

Korkmayın uzun uzun anlatıp sizi sık ayacağım. Google Baba'ya sorarsınız. Ne de olsa bü- tün cevaplar onda!

Niye bu konuya dokundum diye merak ederseniz, hemen cevap vereyim.

Mitolojik karakterler olmaya gerek yok, hepimiz kendi döngümüzde kahramanız ve bu kalıbı bilmek su an nerede olduğumuz ya da nereye gittiğimiz hakkında bize klavuzluk yapıyor. Bende mandala ve yazı çalışmalarımda kullanıyorum doğal olarak!

Ancak bu yazıda bahsetme sebebim bambaşka! 

Benim kahramanım Mustafa Kemal ATATÜRK

Ben kendi soyadımı bile yazmayı öğrenmeden önce Atatürk yazmayı öğrendim. Böyle bir kuşağın neferiyim.

Kızımın da ilk öğrendiği okuma fişi Atatürk oldu

Haberlerde eğitim müfredatının değişeceğini ve Atatürk' ün müfredattan uzaklaştırıldığını duyduğumdan beri "kahramanımın yolculuğu"nu düşünüyorum!

O'nun yolculuğunu örnek alırsak monomiti hepimiz daha iyi anlarız belki!

* Askeri öğrenci olarak sıradan yaşamına devam eden genç kahraman, maceraya davet edilir. (Maceranın adı "vatanı kurtarmak" olsun!)

* Bir grup yol arkadaşıyla birlikte hiç düşünmeden maceraya atlar.

* Müttefikler, düşmanlar...

* Çekilen çileler, verilen ödünler, kaybetmediği inancı vs. vs.

* Dönüş yolunda son savaşını da kendi içindeki yobazlarla verir.

* Hediyesi "özgür" bir millettir. (Şimdi baktığımda görüyorum ki hediyesi; eğitim müfredatından bile çıkarılmakmış!)

...

Bir de günümüzde çakma savaşlar yaratarak kendini kahraman ilan edenler var ki! Bunların Campbell monomiti ile pek ilgisi yoktur. 

Zira kahramanlık, evrenin bazı özel insanlara bahşettiği, doğuştan gelen ve kişisel egolardan çok uzak, yapıcı, koruyucu, bütünleştirici bir erdemdir.

Aklı selim, kalbi selim olmak gerekir!

Zaten tarih bunları kahraman olarak değil nankör ve vatan haini olarak not eder!

Neyse...

Gerçek kahramanın sonsuz yolculuğuna dönecek olursak umarım en büyük hediyesi "kıymetini bilen vatan evlatları" olur!

...

Bir gün torunum olduğunda ve okulda Atatürk'den bahsettiği için öğretmeninden dayak yiyerek eve döndüğünde ben ne yaparım?

Belki de ailecek falakaya yatırılırız!

Önceki ve Sonraki Yazılar