Güldür Güldür Show’un sevilen isimlerinden Ünlü Oyuncu Doğa Rutkay, üniversiteli gençlerin ünlü konuklarla gençleri buluşturan “Gençlik Odası Tv” internet programına konuk oldu.

Sunuculuğunu Ferit Ömeroğlu’nun yaptığı programda, “küçük yaşlarda ilerisi için ne düşünürdünüz?” sorusuna Rutkay, “tarih okumak istiyordum, arkeolojiye çok meraklıydım. En zevk aldığım şey tarih okumaktır. Tarihle ilgili belgeseller izlemeyi severdim ama çok samimi söylüyorum benim onlara puanım yetmedi. Benim ancak konservatuar sınavına girebilecek kadar bir puanım vardı” dedi.

Sosyal bir öğrenci olduğunu söyleyen Rutkay öğrencilik yılları için, “Sosyalim muhteşemdi ama matematik, fen, kimya çok kötüydü. Sanki ben bunun için doğmamış bir çocuktum. Hiçbir şekilde algılayamıyordum” dedi.

"BİR İNSANI ÖYKÜNMEK İMKANSIZ"

Üniversiteli gençlerin kariyer ve hedeflerine yönelik tavsiyelerde bulunan Doğa Rutkay, “Kimseyi örnek almanın doğru olduğunu düşünmüyorum. Bir insanı öykünmek ya da onun yerinde olmayı istemek başka bir insan için imkansız. Çünkü hepimizin farklı kumaşları var. Hepimiz birbirimizden farklıyız. Dolayısıyla senin yapabildiğin şeye benim yetim olmayabilir. Bu yüzden insan önce kendi içindeki yolculuğu keşfetmeli. İnsan önce ben neyim, benim çapım ne diye düşünmeli.

"DRAMA DİZİSİNDE GÖZYAŞINA BOĞULMAK BANA GÖRE DEĞİL"

Hepimizin bir çapı var. Mesela ben drama oynayamam. Benim öyle bir çapım yok. Bana soruyorlar niye dizi çekmiyorsun, ben böyle bir şey istemiyorum. Çünkü ben kendimi oraya ait hissetmiyorum. Bir drama dizisinde gözyaşlarına boğulmak bana göre değil. Ben bunu beceremiyorum. Beceren insanları da takdir ediyorum. Ama ben insanları güldürmeyi seviyorum. Hayatlarında bir iz olmayı seviyorum.” dedi.

"HİÇ BAŞARILI ÖĞRENCİ OLAMADIM"

Ferit Ömeroğlu’nun, “ başarısızlık hikayeniz var mı? “ sorusuna, “çok var. Başarısız olmak çok önemli bir şey. Çünkü bir insan yapısı gereği her şeyi başaramaz. Bu gösteriş için söylenir “Ben başarılıydım”. Hayır, değildim. Okulda hiç başarılı bir öğrenci olmadım. Özellikle lisede dikkatim çok dağınıktı. Derslerde herkes hocayı dinlerken ben sıranın altında sanat kitapları okurdum. Karikatürler okurdum. İlgim hep başka şeylere yönelikti. Sürekli dünyayı araştırmak algılamak isteği içindeydim. Ezbere dayalı sistem beni hep başarısız yaptı. Her türlü sınava girdim, başaramadım. “dedi.