
Ne dediğini anlamadan namaz kılanlar lanetlenmiştir
Ne dediğini anlamadan namaz kılanları lanetleyen ben değilim, filan veya falan müfessir veya fıkıhçı da değildir. Ne dediğini anlamadan namaz kılanları lanetleyen, Kur’an’dır. Kur’an, namaz kılanların iki tipini lanetliyor:
1. Bir yandan namaz kılıp bir yandan da insanların haklarına tecavüz edenler, özellikle kamunun haklarına tecavüz edenler.
Maun suresinin temel mesajı işte bu lanetlemedir. Bu mesajın ayrıntılarını ben, ‘Maun Suresi Böyle Buyurdu’ adlı devrim yaratmış kitabımda verdim.
2. Anlamını bilmediği, ne dediğini anlamadığı şeyleri okuyarak namaz kılanlar.
Ayrıntılarını ‘Ana Dilde İbadet Meselesi’ adlı kitabımda verdiğim bu çok önemli konuyu burada kısaca açıklayacağım. Önce, meseleye zemin oluşturan bir mektubu okuyalım.
Armağan Karamanlı yazıyor:
“Hacı olmuş, 5 vakit namazını kılan kişilere, ‘Namazda okuduğun şu duanın anlamını biliyor musun?’ diye sorduğumda bilmedikleri yanıtını aldığım anda çok üzülüyorum. Diyorum ki, ‘Namazı Türkçe kılın, ne farkı var, anlam olarak aynı şeyi söylemiyor musunuz?’ Bunu dediğimde, ‘Olmaz öyle şey, sen de Yaşar Nurileşme’ diyorlar.”
“Kuran'ı Kerim’in Türkçesini okudum, hâlâ baştan sona okuyorum. İnen ilk ayet ‘Oku!’ Okumak ne demektir? Arapça’yı zaten öğrenemem; bütün hayatımı ona adamam gerekir ki, öyle bir vaktim yok. İlk emir “Oku!” ne demek? Bana otur Arapça’yı öğren ve anla mı diyor yoksa bu kitabı anla mı diyor? Kutsal kitabımızı anlamam yönünde telkin veriyor. Ben insanların Türkçe namaz kılınmaz derken nasıl bir vebal altına girdiklerinin farkına varamadıkları için çok üzülüyorum. Allah’a yöneliş nasıl kısıtlanır, aklım almıyor.”
ALLAH, SADECE ARAPÇA MI BİLİYOR?
Dinci güruh, hemen hemen tüm konularda bugün bana yaptıkları zulmün aynısını, İmamı Âzam’a yapmışlardır. ‘İmamı Âzam’ adlı iki eserimi okuyanlar bu gerçeği çok yalın olarak görürler. Kur’an’ın tercümesiyle namaz meselesi, İmamı Âzam’a zulümlerine âlet ettikleri konuların başında gelir. İmamı Âzam 767 yılında dinci namussuzlar tarafından öldürüldü. Aradan 1250 yıl geçti. Allah, o günden beri İslam dünyası denen âlemin başını beladan kurtarmadı. Dinci imansızların bugün yaptıklarına bakılırsa, Allah’ın cezalandırmasının daha uzun süre devam edeceğine rahatlıkla hükmedilebilir.
Dinci imansızlar, sadece kendilerini mahvetmekle kalmadılar, bütün Müslüman kitleleri perişanlığa ittiler. Dahası: İnsanlığın başına da bela oldular. Ve olmaya devam ediyorlar.
İslam dünyası, bu imansız güruhun iftira, itham, akıl düşmanlığı, ve Kur’an’dan rahatsızlık gibi temel cürümlerini deşifre edip yeni nesilleri bu güruhun aldatmalarından kurtarmadıkça mutlu olamaz. İmanını Kur’an’ın istediği şekle getirip aklını işletmeli, eskilere tapmayı din zannetmekten kurtulmalıdır. Aksi halde, cami sayısını arttırıp mabet sandığı o nifak ve şirk mekânla-rında yatıp kalktıkça Allah da onun perişanlığını arttıracaktır. Bunun böyle olacağı Kur’an’ın ve Hz. Peygamber’in açık ihbarlarıyla belirlenmiştir.
Biz; akla dost, Kur’an’a imanı tam insanlar olarak, Arabizme, Arapçılığın soysuz uşaklarına teslim olmadan Allah’ın dinini Allah’ın muradına uygun şekilde anlamak için elimizden geleni yapalım; gerisini Cenabı Hak kotarır.