Her suikast sonrası birtakım “Şaşırtmaca” ve “Saptırmaca” bilgilerin ortalığa yayılması aslında sadece günümüze ait bir olgu değildir. Olaylar, tertipleyenlerce kitlelere işlerine geldiği gibi “Farklı” anlatılır!

Bu gibi cinayetlerden birisi de tarihe “Mujik papaz” olarak geçen Grigori Efifoviç Rasputin’in öldürülmesi olayıydı. Bugüne kadarki popüler anlatımlarda Rasputin’in öldürülmesi hep “Çar’a yakınlığını kıskanan ve ahlaksızlıklarına kızan Rus aristokrasisine mensup bir grup soylunun eylemi” olarak yansıtılır. Böylelikle olay adeta “Kişisel bir çekememezlik” hikâyesine bürünür. Lakin bu ne kadar doğrudur?

Gerçekten de devrim öncesi Rusya’sının o bunalımlı yıllarında Rasputin’in Çar II. Nikola ve eşi Çariçe Aleksandra Feodorovna üzerindeki etkisi çok büyüktü. Ancak onun Çar ve Çariçe ile bu kadar yakınlaşmasının asıl nedeni genç Veliaht Aleksi’nin hemofili (Kanın pıhtılaşmaması) hastası oluşu idi. Rasputin sorunu çözmüştü!

İşte bu “Cahil Rus Köylüsü”nün yükselişi böyleydi. Sibirya’da doğan Rasputin (Bu aslında bir lakaptı ve “Serseri” anlamına gelirdi) köylülerin gözünde bir ”Varnak”tı. (At hırsızı) Ancak zamanla bazı “Kerametler” göstermeye başladığı söylenecekti.

Rasputin saray çevresine yerleştikten sonra Petersburg’un yüksek sosyetesinden kadınlarla yatıp kalkmaya başladı. Bunda “Çok güçlü” oluşu ve “Seksüel arzularının doymak bilmezliği” de bir etkendi. Kısa sürede bir “Efsane” haline geldi!

Fakat bu durum soyluların bazılarında Rasputin’e karşı kin oluşturdu. (Rivayete göre çoğu ona karılarını kaptırmıştı!) Çar ailesi tarafından korunmasına ve “Aşağı tabakadan biri”nin Çar’a bu kadar yakın olmasına da tepki duydular. (Hatta “Çariçe ile ilişkisi olduğu” yönünde iftira bile attılar.) Sonunda Prens Yusupov harekete geçecekti. Yusupov “Rusya’nın kurtulması için Rasputin’in muhakkak öldürülmesi gerektiğine” karar verecekti.

Bunun için çevresine Çar’ın yeğeni Grandük Dimitri Pavloviç, Milletvekili Pruşkeviç ve Doktor Lazovert’ten oluşan bir ekip toplamıştı. Rasputin bir akşam Yusupov’un malikanesine davet edilecek ve orada zehirlenerek öldürülecekti. Nitekim Rasputin için nefis bir masa donatılmıştı. Doktor Lazovert, Rasputin’i öldürecekleri Potasyum siyanürü altı adet pastaya koydu. Ayrıca içkisine de katıldı. Bu kadar zehri kim yutsa hemen oracıkta ölüverirdi. Fakat onun kılı dahi kıpırdamadı.

Bunun üzerine Yusupov Rasputin’e defalarca ateş edecekti. Rasputin yere yığılmıştı. Lakin arkalarını döndüklerinde bir baktılar ki Rasputin ortada yoktu. Avluya ulaşmıştı. Tekrar silahlar ateşlendi. Sonra nehre atıldı. Ki o esnada bile “Canlı” olduğu söylenir.

Ancak bu bir “Nefret cinayeti” değildi. Olay “Siyasi”ydi. Çünkü o gün orada bir kişi daha vardı. Bu kişi Daily Telegraph’ın Helsinki muhabiri kimliğindeki gizli servis ajanı Oswald Rayner’di. İngiltere Başbakanı Lloyd George, Çarı Almanlarla muhakkak “Barış yapması” için zorlayan Rasputin’in yok edilmesine karar vermişti. Bunun için de ondan nefret eden soyluları aleyhine kışkırtarak suikastı hazırlamıştı. Rasputin’e son kurşunu sıkan da İngiliz ajanı Oswald Rayner’dı!..

Bir inanışa göre Çar, Rasputin’in tavsiyelerine uymadığı için Rus devrimi patlak vermişti!..

NOT: 1996 tarihli, ABD-Macaristan yapımı, Uli Edel’in yönetmenliğindeki, başrolünü Alan Rickman’ın oynadığı “Rasputin” filmini izleyin.