Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, bugün kişisel sosyal medya hesabından bir paylaşım yapmış. Şöyle diyor:

“Bugün Umreden son 5300 umrecimiz dönüyor. Hem kendi sağlıkları ve hem de çevresindeki insanların sağlıklarını korumak için 14 gün boyunca kesinlikle evlerinden çıkmamalarını ve ziyaretçi kabul etmemelerini yeniden hatırlatmak istiyorum. Bu bir KUL HAKKIDIR. Lütfen uyalım.”

HaberTürk’ten Esra Boğazlıyan ise, umreden döneceklerle ilgili ne yapılacağına dair Sağlık Bakanlığı yetkililerinden aldığı bilgileri şöyle özetlemiş:

“Umrede bulunan vatandaşlarımız için sağlık personelinin olduğu boş uçaklar gönderilecek. Orada kontrolleri yapılacak. Ateş vs. gibi belirtiler gösterenler uçakta ayrı bölüme alınacak.

Yolculuk boyunca ateş kontrolleri sürecek. Hastalık belirtisi olanlar havaalanından sağlık kuruluşlarına götürülecek. Herhangi bir bulgu göstermeyenlere 14 gün boyunca evden çıkmamaları, ziyaretçi kabul etmemeleri anlatılıp broşürler verilecek ve iletişim bilgileri alınacak.

Yani herhangi bir belirti göstermeyenler için karantina kendi inisiyatiflerinde. Tabii en önemlisi de umreden dönenlere yapılan ziyaretler. Bakanlık yetkilileri ziyarete kesinlikle gidilmemesini de belirtiyor.”

UMREDEN DÖNENLERE KIYAK MI?

Erbaş’ın umreden dönenlere 14 gün evde istirahat ve ziyaretçi kabul etmemelerini tavsiye etmesini ciddiyetle bağdaştıramasam da, sonuçta yetkili olmadığı için mazur görebilirim. Sağlık konusunda alınacak önlemler, Erbaş’ın konusu değildir.

Ancak, Sağlık Bakanlığı yetkililerinin umreden dönenlere uygulanacağını açıkladıkları yöntem ciddi bir sorunu ortaya çıkarıyor.

Öncelikle, şunu hatırlayalım: Çin’de mahsur kalan yurttaşlarımızı almaya giden uçak dezenfekte edilmişti. O yurttaşlar ve onları getiren personel ile birlikte Ankara’da 14 gün boyunca karantina altında tutuldu.

Peki, neden umreden dönenler karantina altında tutulmayacak sorusu yanında, onları getiren personele ne olacak? Onlar da bu “ayrıcalık”tan yararlanacaklar mı?

UMREDEN HASTALIK KAPMIŞ VAKA VAR!

Bu bilgilere, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından yapılan açıklamaları de ekleyelim. Bakan Koca, ülkemizde görülen ilk vakanın Avrupa’dan gelen bir yurttaşımızda tespit edildiğini, sonraki vakaların da yine bu ilk vakanın yakın çevresinden olduğunu belirtmişti.

Bu vakaların ardından, Avrupa dışı bir vaka daha ortaya çıktı.

Koronavirüsün bulaştığı tespit edilen yeni hasta umreden dönmüştü!

Şimdi, yeniden başa dönelim!

Avrupa ile kapıları kapattığımız halde, umreden dönenlerle ilgili hiçbir önlem alınmayışı, karantinaya alınmalarının dahi kendi inisiyatiflerine bırakılması, sizce normal bir yöntem midir? Sağlık Bakanlığı’nı bu derece “gevşek” tutum almaya iten gerekçe nedir?

Tek bir “kaçak” olsa dahi, bunun Türkiye’ye maliyeti konusunda acaba Sayın Koca bir hesap yaptı mı?

VİRÜSÜN BULAŞMA MATEMATİĞİ

Ben size, küçük bir matematik örneklem sunayım:

İtalya'da ilk virüs vakasının görülme tarihi 15 Şubat’tır. İlk ölüm vakası ise, 6 gün sonra, yani 21 Şubat’ta gerçekleşti.

İlk vakanın üzerinden 15 gün geçtikten sonra vaka sayısı 1577’e, ölümler ise 41’e ulaştı.

14 Mart itibariyle, İtalya’daki vaka sayısı 21.157’dir. Ölü sayısı ise, 1441 oldu.

Bütün bunlar tam 29 günde gerçekleşti!

Şimdi, bu örneklem üzerinden ülkemizde ne olabilir, bakalım:

Umreden bugün dönecek 5 bin 300 kişi olduğunu DİB Başkanı Ali Erbaş’ın ifadelerini esas alırsak;

Her biri günde sadece 1 farklı kişi ile dahi temas kursa;

İkinci gün 10 bin 600

Üçüncü gün 21 bin 200

Beşinci gün 84 bin 800

Onuncu gün 2 milyon 713 bin 600 hastalık bulaşmış insan demektir!

BAKAN AÇIKLASIN, SORUMLULUK KİMDE?

Bu matematiği Sağlık Bakanlığı yetkililerinin yapmadığına inanmak istemiyorum!

O halde, şu soruyu sormak ve ikna edici bir cevap beklemek hepimizin hakkıdır:

Aynı ortamdan ülkeye giriş yapan bir vaka tespit edildiği bilindiği halde, umreden dönenlerin karantina altına alınmayışının gerekçesi nedir?

Eğer, endişe edildiği gibi bir durum gerçekleşir de, umreden dönenler üzerinden salgın yayılırsa, bunun sorumluluğunu kim alacaktır?

Elbette, ölenleri geri getirmek mümkün olmayacak, ama Sayın Sağlık Bakanı, bu kararın yol açacağı ölümlerin vebali sonsuza dek kimin üzerinde kalacak, bunu bütün Türkiye halkına açıklamak zorundadır.

Sayın Bakan, tehlikenin farkında mısınız?