Abdullah D. Ağırkan yazdı: Sosyal Demokratların...

Abdullah D. Ağırkan yazdı: Sosyal Demokratların...

SOSYAL DEMOKRATLARIN MİLLİYETÇİLİKLE İMTİHANI

SOSYAL DEMOKRATLARIN MİLLİYETÇİLİKLE İMTİHANI

Sosyal demokrasi bireysel özgürlükleri ve kolektif çıkarı ön plana alan siyasal düşünce biçimdir.

Sosyal demokrasinin Türkiye’de 50 yıllık bir geçmişi olduğunu düşünürsek eğer, önemli yol alınması gerektiğine iman ederiz.

Ancak durum hiç de öyle değil…

Türkiye solu hastalıklı bir şekilde ırkçı tezlere kurban edilecek eski hastalığı bazen hortluyor…

Savaş tamtamları çalan iktidarlara karşı net tavır almak bir yana, savaş tezleri üretiyor.

Milliyetçi tezleri geri iteceğine daha fazla milliyetçi olabileceğini kanıtlama gayretine giriyor.

Her savaş karşıtlar tezidir…

Lakin burada karşıtlar tezi ülke içinde bir etnik kimlik olunca korkunç şekilde ayrıştırma olgusu meydana geliyor ve Çanakkale’de 60 yaşındaki adam linç ediliyor… Sebep Kürtçe konuşması!

Sabah akşam savaş naraları atanların aslında askerliği bedelli yaptığı veya çocuklarına bedelli askerlik yaptırdığını sorsanız zorunlu koşullar sunarlar…

Ancak işin en bayağı yanı, kendisini solda olduğunu idea eden Yılmaz Özdil’den, Soner Yalçın’a ve daha pek çok kişi savaş tezlerine en başat savunucuları olmalarıdır…

Kürt sorunu bu ülkenin bir gerçeği ve bu gerçeğin çözümü daha fazla demokrasidir. Sosyal demokratlar bu konuda temel ilkeler savunurlar…

İşte o ilkeler…

1-) Sınıfların çıkarı dengeye gelmelidir. Sosyal demokrasi emekçilerin çıkarını savunurken, öteki sınıfların yaşam hakkını yok saymaz.

2-) Demokratik özgürlükler sınıfsal çıkarlara kurban edilmemelidir. Sosyal demokrasi, sınıflar arası çıkar dengesini en iyi sağlayacak ortamın, siyasal haklarda eşitliğe dayalı demokratik ortam olduğu inancındadır.

3-) Devlet ideolojisiz olmalıdır. Sosyal demokrasi, güçlü sınıfların ya da toplulukların çıkarını gözeten ve ideolojisini savunan yerleşik siyasal ve hukuksal düzene, başka değişle sınıfsal devlet yapılanmasına karşıdır.

4-) Bölüşüm hakça olmalıdır. Sosyal demokrasi, bireysel yeteneğin ve ulusal zenginliğe katkının farklı olduğu inancındadır. O nedenle her bireyin, ulusal üretime yeteneği ölçüsünde yaptığı katkıyla uyumlu bir pay alması gerektiğine inanır.

5-) Ekonomik yapı çoğulcu olmalıdır. Ulusal üretim, soyut bir serbest piyasa ekonomisi tutkusuna kurban edilmemelidir. Özel teşebbüsün yetişemediği pahalı teknolojiyi gerektiren yatırımları devlet yüklenmeli ve bu yoldan ekonomik yapıyı değiştirmelidir.

Bu ilkeler güncel sosyal demokrasinin temel değerleridir. Sosyal demokrasi savaşın bir yıkım tezi olduğunu ve bu tezin bir insanlık suçu olduğuna inanır. Bu güncel tez küresel anlamda sosyal demokrat partilerin ortak inancıdır.

Türkiye solu bu noktada gene sınıfta kalmıştır. Hastalıklı bir şekilde tutumunu merkezi iktidar tezine uyumlu halde postalları parlatmıştır. Oysa bu ülkede gerçekten sola ve sol tezleri savunan aydınlara ihtiyacı var…

Solun tarihsel vicdanına dünyanın fazlaca ihtiyacı var…

Dünyanın savaşsız, sömürüsüz olması için sola ihtiyacı var…

Ülkemizin sola ihtiyacı var…