Osmanlı'nın Çıplakları - 1

Osmanlı'nın Çıplakları - 1

Bizim Guernica'mız

Bizim Guernica'mız

Guernica tablosunu bilen bir çok kişi o meşhur diyaloğu da bilir. Sergiye gelen bir Nazi subayı “Bunu siz mi yaptınız” diye sorar ve malumunuz Picasso “Hayır, siz yaptınız” şeklinde tarihe geçecek sözünü söyler. Sözü gibi Guernica da tarihe geçmiş ve ağırlığını hep hissettirmiştir. Öyle ki 5 Şubat 2003'de Colin Powell, Irak işgaliyle ilgili açıklama öncesi tabloyu BM Güvenlik Konseyinde mavi bir örtüyle örtmüştür.

Türkiye’nin elbette bir Guernicası yok. Zaten 2. dünya savaşına da -diplomatik bir manevra olan savaş ilanını saymazsak - katılmış değiliz. Fakat bu coğrafyanın aydınlanma adında yüzyılı geçen ayrı bir savaşı var. Yıkılan “ucubelerimizden”, AKM lerimize, Taksim anıtımıza inat dikilen camiye, din ve aydınlanma savaşmaya devam ediyor.

Arkadaşlarım vesilesiyle bir süre önce bu savaşın köklerinde gezinen bir resmi öğrendim ve  peşine düştüm.

Bahsi geçen resim Osman Hamdi Bey’in Yaradılış isimli, insanı derinden sarsan, gerek zamanında gerek sonrasında yıllarca gizlenmiş ve pek sonraları 2001 yılında devlet-sermaye eliyle ortadan “kaybolmuş” muazzam bir eser.

Osmanlının son döneminde yaşamış, eserleri bir çok ülkede bulunan,sadece resim değil, arkeolojiden belediyeciliğe, müzeciliğe kadar bir çok alanda iz bırakmış bir ressamımız Osman Hamdi Bey.

Osman Hamdi Bey’in yaradılış isimli tablosunun bilinen ismi Mihrap. Sanat tarihçimiz Mustafa Cezar’ın ismini öğrenemediği için “Mihrap” adını verdiği tablo ilk kez 1901'de Berlin’de sergileniyor. Daha sonra 1903 yılında Londra Kraliyet Akademisi’nin yaz sergisinde sergilenen tablonun kaydı uzun yıllar sonra ortaya çıktığı için ismi yıllarca Mihrap olarak kalmış.

Sarayda görünmesinin başına türlü belalar açabileceğini bilen Osman Hamdi Bey yurtdışı sergilerinde tabloyu diplomatik valizinde gizlice taşıyor.

Osmanlı'nın Çıplakları - 1

Rahle üzerine dik bir şekilde oturan, mihraba sırtını dönmüş, başı açık, göğüs dekolteli hamile bir kadın. Kadının hamile olması tablo isminin de aslında Osman Hamdi’de ne kadar önemli olduğunu göstermekte. Doğurganlığı temsil eden kadın en büyük yaratıcı. Ayağının altında biri Kuran olmak üzere en az üç dini kitap mevcut.Zerdüşt dininin kitabı olan Zend-i Avesta ve üzerinde budizmin sembolü olan başka bir kitap.

Osmanlı'nın Çıplakları - 1

Resmetmeye başlarken mihrap olarak İstanbul Arkeoloji müzesindeki çini mihrabın aynısını kullanıyor. (Bu konuda Edhem Eldem’in bir incelemesi mevcut. Edhem Eldem Osman Hamdi Bey’in 4. kuşaktan yeğeni)

Resimdeki kadın ise tartışma konusu. Bu konuda üç farklı görüş var. Birinci görüş eşi Naile Hanım’ın gençliği, ikincisi evde çalışan bir Ermeni kadın ve üçüncü görüş de resmin yapıldığı dönem hamile olan kızı Leyla.

Osman Hamdi Bey’in bu resim için esinlendiği yer ise ilginç. Gérôme’un Tanagra isimli heykelinden esinlenen Osman Hamdi bu heykeli beğendiğini mektubunda da belirtiyor. Gérôme buna karşılık bir yıl sonraki mektubunda “Geçen sene geldiğinizde gördüğünüz Tanagra heykelini bitirdim” şeklinde heykelinin durumunu belirtiyor. Sonraları bir Paris sergisinde tesadüfen ortaya çıkıyor bu gerçek.

Osmanlı'nın Çıplakları - 1
Gérôme’un Tanagra isimli heykeli

Bu muhteşem eser 2001 yılında DemirBank’ın TMSF’ye devri sırasında “tesadüfen” ortadan kayboluyor. TMSF “Kurumumuzda söz konusu tabloya ait herhangi bir bilgiye rastlanmamıştır” şeklinde bir açıklama yapıyor. Bir söylenti ise Mehmet Güleryüz’ün tabloyu bir koleksiyoncunun evinde gördüğü ve hatta tablonun alt tarafının bir perdeyle örtündüğü.

Osman Hamdi’nin isminin hiç bir güzel sanatlar fakültesine verilmemesi, bir çok gerici odak tarafından aşağılanmasına şaşırmamak gerek.

Guernica’yı örten zihniyetle bizim Yaradılış’ı örten zihniyet aynı. Ve Guernica’yı yapan Picasso’nun fırçalarıyla Osman Hamdi’nin fırçaları da aynı tuali boyuyor ve yüzyıllar boyu boyamaya devam edecek.

Çağatay Yıldız