Tanka çıkmak mı!

 28 Şubat festivali devam ediyor.. Tekerlek kırıldıktan 15 sene sonra herkes yol gösteriyor! En çok, rahmetli Erbakan’ın ne diye tankın üzerine çıkmadığını merak edenlere şaşırıyorum! Bir de Demirel’in, askerle işbirliği yaptığını söyleyenlere! Demek Erbakan tanka çıkacaktı, Demirel askere posta atacaktı ve hükümet de paşaları azledecekti! Öyle provokasyonlar yapılır, öyle sıkıntılar yaratılırdı ki, kan gövdeyi götürür, Türkiye uzun süre toparlanamazdı! Merhum Yıldırım Aktuna’dan bir sohbetimizde dinlemiştim.. Genelkurmay Başkanı Karadayı, Demirel’e gelip demiş ki: “Nizamiyeye geldiler! Hükümet gitmezse durduramam!” 28 Şubat’ı yapanlar içinde Türkiye’yi kurtardığını sananlar olduğu kadar, onları dolmuşa getiren Amerika’nın dümen suyundaki askerler de vardı elbet! 28 Şubat, Türkiye’nin şu andaki şeklini alması için tertiplenen bir dizayn programı idi! Arkasında Amerika vardı! Şimdi Hasdal ve Silivri’de olanların arkasında Amerika yok, onun için rahatça kodese tıkıldılar! 12 Mart’ın, 12 Eylül’ün niye yapıldığını düşünüp o zaman belirlenen güzergâhı ve hedefi göz önüne getirin.. AKP iktidarına döşenen yolu apaçık görürsünüz! Bırakın darbe yapmayı, aklından geçirenlerin dahi hapse atıldığı şu dönemde; 28 Şubat’ın mimarı olarak kabul edilen Çevik Bir’in, hâlâ içeri alınmaması! Eski genelkurmay başkanlarından Doğan Güreş’in açıkladığı kadarıyla Amerika’nın, Çevik Bir’in hızla terfi etmesi için Somali’deki birliğin başına getirilmesindeki ısrarı! Refah Partisi’nin kapatılması! “Yenilikçilerin” Refah yerine kurulan partiye geçmeyerek, hocalarından ayrılıp AKP’yi kurmaları! Recep Tayyip Erdoğan’ın sadece “dört ay” hapis yatıp kahraman olması! Amerikan Başkanı ve Irak Fatihi Bush’un, hiçbir sıfatı olmamasına rağmen Recep Tayyip Erdoğan’ı, Beyaz Saray’da ağırlaması! Deniz Baykal’ın da desteğiyle, Erdoğan’ın siyasette ve de başbakanlıkta önünün açılması! Meral Akşener hanımefendinin, 28 Şubat’ın dirayetli paşası Çevik Bir’in, Abdullah Gül’e danışmanlık yaptığı iddiaları! Tayyip Erdoğan’ın, BOP Eşbaşkanlığı! E hadi, şapkanızı önünüze koyup düşünün bakalım.. İster Erbakan’ın, ister Demirel’in veya Çiller’in tanka çıkıp 28 Şubat’a direnmek gibi bir şansı var mıydı? Biz şimdi o 28 Şubat’tan ders alıp, yaşadığımız yeni 28 Şubat’a baksak ya! Boş verin, onu da 15 sene sonra başkaları konuşur nasılsa!

Önceki ve Sonraki Yazılar