
Tuvalet kağıdı kalmadı…
“Başkanlık sistemine geçmeyi Türkiye düşünmelidir”
“Başkanlık sistemi olmazsa, yarı başkanlık sistemi Türkiye için zorunludur”
Kimileri, başkanlık ve yarı başkanlık sistemini savunagelirken, kimileri de bu sistemlerin
Türkiye’yi böleceğini, ülkeyi diktatörlüğe sürükleyeceğini yazdılar, söylediler, çizdiler...
Son olarak AKP Genel Başkanı, a Haber’de Murat Akgün’ün sunduğu programda “Partili bir Cumhurbaşkanının olması sıkıntıları ortadan kaldırır” diyerek ağzındaki baklayı çıkardı.
AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal, “hınk deyici başı gibi” hemen destek verdi:
“Kendimizi kandırmayalım; şu andaki sistem parlamenter sistem değil. Zaten cumhurbaşkanını halkın seçmesine karar verildiği gün, Türkiye fiilen yarı başkanlık sistemine geçmiş oldu. Dayatma yok, tartışalım ve içini dolduralım diyoruz.”
Ünal açık açık diyor ki, biz Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini istediğimiz gün zaten başkanlık, yarı başkanlık veya partili Cumhurbaşkanı fikrini kabul etmiştik...
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ise, Süleyman Demirel, Turgut Özal ve Abdullah Gül’den örnek veriyor. Bunların partileri ile ilişkilerinin kesilmesinin, görüş ve değerlendirmelerinin değiştiği anlamına gelmeyeceğini vurguluyor. Kısaca, partili Cumhurbaşkanına destek veriyor.
Diğer AKP’liler de farklı bir görüşe sahip değil. Erkeklerse, farklı görüş ifade etsinler. Mümkün değil… AKP Genel Başkanı ne derse o…Grup Başkanvekili Nurettin Canikli ile Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya dostumuz da “tercih başkanlık sistemi” ise, başkanın partili olmasında sakınca görmüyor ve ABD örneğini veriyor...
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, partili Cumhurbaşkanından amacın, çöküş dönemine giren AKP’yi bir arada tutma arayışı olarak niteliyor. Partili Cumhurbaşkanının, devletin ve milletin birliğini temsil edemeyeceğini ifade ediyor.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın, Cumhurbaşkanının tarafsız ve partiler üstü olması gerektiğini vurguluyor ve “Cumhurbaşkanı partili olsun demek, parlamenter sistemin dışında yarı başkanlık veya başkanlık sistemine atıf yapmak demektir. Basit bir dilek değil, bir sistem ve rejim değişikliği talebidir.” diye ekliyor.
AKP her zaman yaptığı gibi hedef şaşırtıp, hedefe varmak amacında.
Başkanlık, yarı başkanlık veya partili Cumhurbaşkanı… Hepsi aynı kapıya çıkıyor. Sonuçta, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı olduktan sonra partisinin başında kalıp, onları bir arada tutmaya çabalıyor, bunun yolunu açmaya çalışıyor…
Bize de “tuvalet kağıdı kalmadı, zımpara kağıdı verelim” diyor.
Haydi “hayır” lısı…