Abdullah Ağırkan

Abdullah Ağırkan

Hangi Z Kuşağı?

“Benim anladığım gençlik inkılâbın fikirlerini ve ideolojisini benimseyip Gelecek nesillere götürecek kimselerdir.”

Mustafa Kemal Atatürk

 

Soner Yalçın’ın son köşe yazısı “ Z kuşağına" dairdi. Bu köşe yazısı ciddi anlamda tartışılmaya açık bir konu başlığı taşıyor bana kalırsa. Buradan hareketle kendi penceremden bakarak devam niteliği olacak bir yazı kaleme aldım… Z kuşağına dair…

Son yıllarda “Z kuşağı güzellemesi” modaya dönüştü doğrusunu söylemek gerekirse. Siyasi partiler, sivil toplum, iş dünyası gibi pek çok yapı,kurum bu güzelleme korosunun başını çekiyor.

Ancak işin ilginç yanı net bir tanımlama yok Z kuşağına dair. Sosyal medya reklamları ile güncel güzellemeler dışında net bir gözlem yapmakta mümkün değil.

Oysa mesele hangi Z kuşağı sorusunda saklı bana kalırsa!

Mesela 14 yaşındaki çırak…

16 yaşında evlendirilen kız çocuğu…

Sokaklarda kâğıt toplayan 12 yaşındaki çocuklar…

 

Bu kitle Z kuşağının hangi kaygılarıyla aynı düzelmede?

 

Mesela Robert Kolejli genç..

Özel ders alan ya da yaz tatilini kıyı şeridinde yapan genç…

Yurt dışı eğitimi imkânı olan genç…

 

Bu iki toplumsal yapı aynı düzlemde, düşüncede hayata dair bakış açısını aynı noktada nasıl buluşturabilir?

Siyasal olarak ciddi bir kuşatma altında olduğumuz gerçeğinden bağımsız olarak Z kuşağı güzellemesi saçmalıktan ibarettir.

Mesele sömürülen ile sömüren arasındaki çelişkiden ibarettir. Mesele sınıfsal olarak hangi düzlemde olunduğu meselesidir. Mesele vahşi kapitalist-emperyalist sistemin demokrasi süsü ile sınıfsal gerçeklerin üstünü örtme çabasıdır.

İnsanlık son yüz yıldır bu gerçeği özellikle çok daha somut biçimde yaşadı. Savaşlar,yıkımlar vb. pek çok mesele gibi. İnsanlığın derin trajedisi hegomonlar ile kitleler arasındaki genel çelişkisinde saklı…

Savaşın ve yıkımın faturası yoksul halklara çıkarıldı çünkü her daim...

Z kuşağı güzellemelerinin toplumsal gerçeklikten kopuk ve daha da önemlisi sınıfsal değerlerden azade olması mümkün değildir.

Toplumsal ve sınıfsal gerçeklik hayata dair bilinci belirleyen temel unsurdur. Bunun dışında tüm söylemler açıkçası çocuk masalından ibarettir.  

 

“İnsanların maddi yaşam koşullarını belirleyen onların bilinçleri değildir, bu maddi koşullar onların bilinçlerini belirler.”

Karl Marx

 

Önceki ve Sonraki Yazılar