Görsel medyada sıklıkla CHP’ye sert sözlerle eleştiri ve hatta saldırı noktasına varan söylemleriyle dikkat çeken Nedim Şener’in derdi nedir? Diye pek çok kişi dönüp soruyor birbirine…

 Ergenekon soruşturması kapsamında yürütülen iftira ve yalan operasyonlarında cezaevinde yatan Şener’in sıkı bir hükümet taraftarlığına bürünmesi ve buna da kılıflar uydurması gülünç değil şüphesiz…

Zira Nedim Şener hangi derin, sığ vb. gücün kayığına bindiği meselesi farklı bir soru ve sorunsallık gazeteci olarak…

Ancak görünen o ki, Nedim Şener görevli olduğu şeyi oldukça iyi yapma noktasında çok heyecanlı, azimli…

AKP’nin geçmişte Ergenekon soruşturması kapsamında cezaevine attığı pek çok gazeteciden biri olan Şener’in şimdilerde aslı sorumluların sanki CHP gibi tavır alması ve buna da hükümet mücadele ediyor vb. kılıfları, yalanları uydurması trajik bir ruh halinden ötedir…

Her söylemine HDP ile kanıtlar arayarak, imalarla CHP’yi de o zemine monte ederek karalayan Şener’in birlikte paylaştıkları cezaevinin hatırı dahi kalmadı diyen Ahmet Şık aslında Şener’in ruhsal boyutunu anlatıyor…

Nedim Şener’in görevli olduğu yerin görev misyonuna, bilgisine sahip değiliz ve bu bizi de ilgilendirmez, fakat mesele bu tarzın pek hoş olmadığı ve son derece itici olduğu gerçeği…

Nedim Şener’in Kürt fobisi olabilir mi?

Solcu/Demokrat Fobisi olabilir mi?

Alevi Fobisi olabilir mi?

Bunların hepsi farklı durumda hortluyor olma ihtimali ve bu ihtimalin görev tanımında karşılığı var mı bilinmez…/şüphesiz bu soruların hepsi tartışmaya açık varsayımlar elbette!

Ancak Şener’in önümüze ki değişecek iktidar sürecine hazırlık içinde olması ve yakın zamanda farklı kişilerin o koltuklarda olacağında göz ardı etmeyeceğini düşünüyorum…

Bu elbette bir önerme/hatırlatma.