CUMHURBAŞKANLIK SİSTEMİNİN EKONOMİK DEĞERLENDİRMESİ

9 Temmuz 2018 günü Cumhurbaşkanlığı Sisteminin ilk Kabinesi açıklandı. Normal şartlarda hükümetin bu dört yılın genel bir değerlendirmesini basın toplantısıyla yapması beklenirdi. Öyle anlaşılıyor ki, başta ekonomi olmak üzere pek çok alanda gelişmeler olumsuz olunca açıklama yapılmıyor. Biz burada sadece ekonomik anlamda gelişmeleri özetlemek istiyoruz. 

Bu dört yıllık sürede ilk akla gelenler  2018 Ağustos, 2020 Kasım, 2021 Aralık  ve bugünlerde  yaşanan döviz kurlarındaki dört kata yakın artışlar, dört kattan daha fazla enflasyonda yaşanan sürekli yükselişler ve TCMB  rezervlerinde düşüşler. Temmuz 2018-Temmuz 2022 Temel Ekonomik Göstergelere bakalım.

1.png

22.png

Sevgili Dostlar; Şimdi de bu rakamların kısaca ne anlama geldiğini açıklayalım.

9 Temmuz 2018 günü Resmi Cumhurbaşkanlığı Sistemine geçildiğinde dolar 4,60 TL. idi.  2018 yılı Ağustos ayında 8,10’u gördü. Kasım 2020 de TCMB Başkanlığına N. Ağbal’ın getirilmesiyle doların ateşi düşmüş ve bir ara 7,20 lere tekrar gerilemişti, ancak N. Ağbal’ın Mart 2021 de görevden alınmasıyla birlikte döviz kurları tekrar yükselişe geçti, 2021 Eylül ayıyla birlikte çok hızlı bir ralli yaptı ve 18 Aralık 2021 de 18 TL. yi gördü. Bugünlerde 17,50  TL. civarında seyrediyor. Dört yıl içinde TL’nin değer kaybı yüzde 380, neredeyse yüzde 400.  

Bu dönemde yani 2018-2022 arasında en fazla akılda kalan ve sıkça tekrar edilen “Faiz sebep, enflasyon sonuç, önümüzdeki aylardan itibaren enflasyon oranları düşmeye başlayacak, çünkü faizi indiriyoruz” söylemi oldu. Bu cümlenin en son söylendiği vakit 4 Ağustos 2021.  TCMB Eylül ayıyla birlikte Eylül-Aralık arası faizi yüzde 19’dan yüzde 14’e indirdi. Bu cümlenin söylendiği gün dolar kuru 8,20 idi, 18 Aralık 2021 de 18 TL. yi gördü. Enflasyon oranı ise yüzde 19,25 idi, Aralık ayında yüzde 36’ya şimdilerde ise yüzde 78,6 lara çıkmış diğer bir ifadeyle 2018 Temmuz ayına göre dört kattan daha fazla. 2021 yılı Ağustos ayında düşeceği söylenen enflasyon oranı 2022 Ağustos ayında muhtemelen yüzde 85’lere gelmiş olacak. Şimdilerde bu söylem “Önümüzdeki Şubat-Mart aylarında enflasyonu kontrol altına almış olacağız” şeklinde. 2023 Şubat-Mart ayına 8-9 ay var, bekleyip göreceğiz. 

Belki de bu gelişmelerin yansıması olarak bu dönemde en fazla değişen tek bakanlık 3 defa Hazine ve Maliye Bakanlığı, (Albayrak, L.Elvan.Nebati) tek kurum 4 ayrı Başkan değişimiyle (A.Çetinkaya, Uysal, N.Ağbal, Ş.Kavcıoğlu) TCMB oldu. Ayrıca, bu dönemde birkaç defa program değiştirdik, önce Yeni  Program sonra Orta Vadeli Program ve nihayet 2021 Ekim’le birlikte Yeni Ekonomik Modeller.

Temmuz 2018’de Merkez Bankasında 78,5 milyar dolar rezerv vardı. Bugün ise tüm ekonomistler swaplar çıkıldıktan yani borç alınan dövizlerden sonra elde kalan net rezervin yaklaşık eksi -40 milyar dolar olduğunu resmi hesaplar üzerinden açıklıyorlar, TCMB’den brüt rezerv dışında bir açıklama gelmiyor.  Son bir yıldır fiilen sermaye kontrollerine benzer uygulamalara, Kur Korumalı Mevduat gibi çok riskli finansal enstrümanlara rağmen TCMB net rezervleri eksilerde, çünkü döviz kurlarını tutabilmek için TCMB döviz satmaya devam ediyor.

2018 yılı sonunda yüzde 2,9’ luk bir ekonomik büyüme var. 2019 da yüzde 1 in altında 0,9’ luk bir oran. 2020 yıl sonunda yüzde 1,8. 2021 yılı sonunda pandemi etkilerinin  azalmasıyla  yüzde 7’leri bulan büyüme bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 7,3 olarak gerçekleşmiş görünüyor, yıl sonu için yüzde 3,5 ile yüzde 5 arası tahminler yapılmakta.. Büyümeye rağmen milli gelirde düşüşler var, 2018 de 9.792 $ iken yüzde 2,7 düşüşler 2022 ilk çeyrek itibariyle 9.539 $.

Sevgili Dostlar;

Tüm bu olumsuzluklara rağmen ihracat rakamları sevindirici, tabii ki ithalatı, dış ticaret açığı ve cari açık rakamlarını dikkate almadığımız zaman. Ocak-Haziran 2022 dönemi itibariyle  2021 Ocak-Haziran dönemine göre ihracat yüzde 20 artarak 125,8 milyar dolar, ithalat ise yüzde 40,6 artarak 177,2 milyar dolar olmuş. Dış ticaret açığı ise 2021 Ocak-Haziran dönemi 21 milyar dolardan  2022 Ocak-Haziran döneminde yüzde 142 artışla 51 milyar dolara yükselmiş durumda. Elbette ki bu rakamlar cari açığa da olumsuz olarak yansımakta. Türk Lirasının  bu kadar yüksek  değer kaybetmesine rağmen cari açığımız 2018 yılında 21,5 milyar dolar iken 2022 de 29,4 milyar dolara yükselmiş.

Sevgili Dostlar;

Bu kısa yazıda yeni sistemin dört yıllık ekonomik tablosunu açıklamaya çalıştık. Görüntü parlak değil, adeta dört yılda dört kat kötüye gidiş var görünüyor.  Bu sonucun nedenleri; dört yıldır hatta daha önceleri harekete geçen dış güçler mi, dört yılda dört defa değişen ekonomi yönetimi mi, dört defa değiştirdiğimiz ekonomik program veya modeller mi, ekonominin bilimsel olmayan yöntemlerle yönetilmesi mi, takdir sizlerin.

Sizlerde kabul edeceksiniz ki, bilimsel olmayan yöntemlerle ekonomiyi yönetmeye devam edersek   isimleri ve modelleri değiştirsek de sonuç değişmez.

Son açıklanan Yeni Ekonomik Modelin (YEM) hedefleri neydi; rekabetçi kur, ihracat artışı, azalan cari açık hatta cari fazla, azalan döviz talebi düşen kurlar, ve enflasyonun düşmesi. Sonuç ortada..

Önceki ve Sonraki Yazılar