Atilla Köprülüoğlu

Atilla Köprülüoğlu

GÖKYÜZÜ GİBİ BİR DENİZ...

“Bahar gelmişti oysa,

Mayısın altısı…

Üç cemreydi sabaha karşı,

Üç kor parçası.

Düştüler havaya, suya ve toprağa,

Üç ateş gibi.

Günlerden “Hızır” dileğimizde,

Üç asılı can kaldı.

Kan kırmızı kızıl.”

Bağımsızlıktı o...

Özgürlüktü o...

Direnişti o...

Çelikti o...

Ateşti o...

Onurdu...

Cesaretti o!..

Asla susmazdı!

Söylenemeyen ne varsa söylerdi.

Antiemperyalist, antifaşist ilkelerle..

Sınıf bilinciyle, ulus bilinciyle…

Ülkesine sahip çıkandı!

Yusuf’u, İnan’ı ile;

Omuz omuza safları…

Sıklaştıran bir önderdi

Deniz Gezmiş!

Vedat Türkali dizelerini…

Dilinden asla düşürmezdi:

‘’Göstereceğiz!

Günü gelecek,

Kanımızı emen akbabaları,

Yere sereceğiz!..’’

2022-05-06-12-05-09.jpg

Nâzım Baba’nın ‘’Boğaz Vaporları’’nı…

Denizlerin yaramaz çocukları

martıları çok severdi!..

Ne de olsa;

"Gökyüzü gibi

bir Deniz’di" o!..

Özgürlüğün…

Bir gün ansızın gelebileceğine...

İnanan Deniz!..

Apaydın bir dünyada…

Aydınlık ve güzel Türkiye’nin…

Emekçisinin, köylüsünün, yoksulunun…

Kadınının…

Erkeğinin…

Özgürlük kavgasına adı…

Altın harflerle yazılan …

"En Nadide 68’li"ydi Deniz Gezmiş!...

 

***

Mustafa Kemâl’den armağan...

Bağımsızlığı korumak için...

Kan dökenlerdendi sokaklara.

Uğur Mumcu’nun ‘’Sesleniş’’indeki…

‘’Tükürülesi suratlarına karşı,

Bahar çiçekleri gibi,

Taptaze inançlarını,

Boş bir eldiven gibi fırlatanların…’’

En önündeydi Deniz!

 

***

Sevgili Deniz!

Başkaldırı simgesi fidan!

Devrim ideali peşinden özveriyle kosturmuş bir kuşağı ve siyasi atmosferi koyan Deniz...

Bugün on binlerce çocuğun adında yaşayan...

Her direnişte, her mitingde ısrarla ismi anılan Deniz...

Can Dündar'ın dediği gibi;

"Bir gencin, bir ailenin, bir kuşağın zalimce ufalanışının; ama gömüldü sanılan efsanenin, inadına, eskisinden de güçlü şekilde yaşayışının hikayesi" Deniz!

****

Onlar; Deniz Yusuf, Hüseyin...

Onlar "Mahur"daki;

“Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı

Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı

Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı

Gittiler akşam olmadan ortalık karardı...”

 

****

Tam 50 yıl olmuş...

Seni özlemle anıyoruz…

6 Mayıs 1972’deki…

“Üzülme anne ve onlara şöyle söyle:

Sokakları tutuşturdu benim oğlum,

karanlıklar aydınlansın diye..”sözlerini

unutmadan...

İnfazdan sonra ailesine teslim edilen cep defterine el yazısı ile yazdığı şiiri (ondan kalan son sözlerdir) ile analım;

"Yenilmişsem,

Elim kolum bağlı (Boynumda yağlı ip)

Gelip dayanmissam darağacına

(Dudaklarımda yarın gözetim yarınlarda

Unutmak mi gerek seni?)

/Kapılar kapalı/

Tutulmuşsa gece kapkara yollar/

Sıcacık bir sevgi sunmayacak mıyım insanlara/

Bakmayacak mıyım

yarınlara/

Seslenmeyecek miyim insanlara?"

Önceki ve Sonraki Yazılar