Dr. Aybars Akoğlu

Dr. Aybars Akoğlu

BİR ŞEYLER DEĞİŞMELİ

Orta yaşlı adam, avazı çıktığı kadar bağırmak, haykıra haykıra ağlamamak için dudaklarını ısırıyordu. Bir şeyler değişsin istiyordu ama aynı kalan her saniye; her dakika; her gün, yüreğindeki bir yaraya tuz basılırcasına canını acıtıyordu. Bir şeyler değişsin istiyordu ve istedikçe çaresizliğinin derin çukurunda debeleniyor, bu açmaz içerisinde sürüklenen kaderine küfrediyordu…

Yenik bir ordunun esir piyadesi gibi yürüyordu kentin sokaklarında genç adam. Başı eğik, kimseye selam veremeden. Yalnızlığı, yanında yürüyen insanın azlığı ile değil o kalabalığın içerisindeki kayboluşu kadar derindi. Yarın bir şeyler değişebilir miydi? Bazen kaybettikçe daha sıkı sarılırsın kavgaya ama umut edebilecek elde bir şey de kalmayınca… Umudun bittiğini hissettiği an başlıyordu içinde intihar korkusu…

Emekli karı koca market rafları arasında dolanıyorlardı. Geçen hafta pahalı diye almaktan çekindikleri, erteledikleri ne varsa ellerini uzattıklarında artık daha da pahalı olduklarını görüyorlardı. Çok şey değişsin istiyorlardı ama değişen sadece etiketlerdi. O etiketlerin karşısında mahcubiyetleri değişsin, o olmadı; arzuları, hevesleri değişsin istiyorlardı. Ama değişmiyordu, değişemiyordu. Bir ömür toprağa attığı tohumların işe yaramadığını hissediyorlar, artık bu dünyada bir işe yaramadıkları düşüncesi beyinlerini kemiriyordu.

Her seçimde sandığa koşan genç kadın, her şeye rağmen hiçbir şey değişmeyen ülkede yaşlandığını hissediyordu. Ne kazanan değişiyordu, ne de kaybeden. Kaybedenler hatta kazandıklarını bile iddia edip kendi yandaşlarını avutmaya çalışırken, her zaman kazananlar ise başaramadıklarını kaybedenlere yüklüyor, hesap soruyordu. Her seçim biraz daha yaşlanmış hissediyordu dünün genç, bugünün orta yaşlı kadını. 

Çocuklar ‘Geççek, geççek’ diye şarkılar söylüyor, dans ediyorlardı ama mezuniyetlerine çeyrek kala hala hiçbir şey değişmiyor, hiçbir şey geçmiyordu. Yine aynı korkular, kısıtlamalar. Yan yana gelemiyorlardı, sarılmak yasak, çocukça delirmek sakıncaydı… Artık gözyaşlarını dökerlerken geçsin, değişsin diye ağlıyorlardı. 

Gelecek pazar günü hekim meslektaşlarım, meslek odalarını yönetecek meslektaşlarını belirlemek için sandığa giderek, İzmir Tabip Odası yönetim kurulu ve diğer kurullarının üyelerini belirleyecekler. İzmir’de bunca yıl iki gruptan dostlarımız güçleri yettiğince, ellerinden geldiğince bazen iktidar, bazen muhalif grubu olarak bu görevlerini yerine getiriyorlardı ama hiçbir şey değişmiyor, aynı sıkıntılar hekimlerin sorunları olarak her dönem konuşuluyor, değişmeden duruyordu. Artık değişim için yeni bir grup, yeni bir heyecan, yeni bir kenetlenme var. Çağdaş Hekimler Grubu olarak göreve talip olan meslektaşlarım, hiçbir siyasi duruşa yakınlık göstermeden sadece hekim haklarını savunabilmek ve meslektaşlarını temsil edebilmek için haftalardır bu seçime, herkese söz ve temsil edilme hakkı vererek hazırlanıyorlar. Bir şeyler değişsin istiyorlar. Aynı kalan her şeyin kayıp olduğunu biliyorlar. Hekimlerin hakları için, hekimlerin zedelenmiş itibarlarını kazandırmak için gece gündüz plan yapıp, heyecan ve şevkle çalışıyorlar. Artık çok yerde çok şey değişmeli. Bu coğrafyada tarihe her zaman öncülük eden hekimler, değişimi İzmir’den başlatmalı ve Çağdaş Hekimler grubuna değişim için fırsat vermeliler diye umuyorum. İnanıyorum o zaman, çok şey değişecek…

Önceki ve Sonraki Yazılar