Dr. Aybars Akoğlu

Dr. Aybars Akoğlu

BU DÜŞÜNCELİ HAL NEDİR?

İnsanoğlu kişilik yapısına, geçmişteki deneyimleri ve gelecekteki tasarımlarına göre aynı durumlara parmak izlerimiz kadar farklı tepkiler ve duygular üretebilir. Birçok insan bir terfi aldığında, yeni bir işe başladığında bundan büyük bir mutluluk duyar ve çoklukla coşku içerisindedir. Ama bazen kendinizde ya da yakın dostlarınızda bu en mutlu anlarda, bazı kişilerde bir burukluk olduğunu, bir durgunluk yaşadıklarını ve hatta bazen klinik depresyona dönüşebildiğini gözlemleyebilir ve şaşırabilirsiniz. 

Bir psikiyatri doktoru olarak çok net söyleyebilirim ki, çok zaman bu kişiler polikliniğimize terfi ettikleri için şikayet ederek gelmezler. Genelde kaygı, tedirginliğin ön planda olduğu durgunluk, hüzün belirtileri araştırıldığında, kimi zaman altından terfi etmenin ya da yeni bir işe başlamanın getirdiği sorumluluk duygusu ile başa çıkamamama, kendilerinden beklenen en iyisini yapma görevini nasıl yerine getirebileceğine dair kaygılar bu kişilerin adeta enerjisini yutabilir. Görüşmeyi derinleştirdiğinizde bu kişilerin hayatlarında her şeyin en iyisini yapma konusunda hassas olduklarını, hayatlarının kontrolünü hep ellerinde tutmaya gayret ettiklerini ve bu duruma bir tehdit oluştuğunda büyük bir gerilime girerek zaman zaman depresyona bile girebildiklerini saptayabilirsiniz. 

Bir maç yazısı için fazla bilimsel bir giriş oldu sanırım. Ama bugün Altay’ın aylar sonra kendi sahasında aldığı ilk galibiyet sonrası stattan çıkan kişilerin genel bir durgunluğunu sorguladığımda bu klinik deneyimlerim düşüncelerimde yoğunlaştı. 

Maçı beraber izlediğimiz ve her golden sonra kucaklaştığımız dostlarımızla, Alsancak Mustafa Denizli Stadından Alsancak sokaklarına doğru yürürken karşılaştığım her dostumuz, galip gelmiş bir takımın taraftarından çok, düşünceli insanlar kümesi gibiydi. Alsancak sokaklarında, en azından benim yürüdüğüm yollarda, kazanmış bir takımın coşkusu yoktu. Bunun nedenini konuştuğumuz arkadaşlarımız, takımın oyununun çok umut vermediğini, kulübün gelecek ile ilgili saha dışında çokça sorunun olmasının bu burukluğu oluşturmuş olabileceğini hipotez etseler de, maç oynanırken yaşanılan gerilim, goller sonrası yoğun coşku bunu dışlıyordu sanki. 

Altaylılar, sevdalı oldukları takımlarıyla adeta nefes alıp veriyorlar. Puan kaybedilmesi durumunda, çok şey kaybedilecek bir karşılaşmada alınan galibiyet, aslında bir anlamda hepimize bir parça daha sorumluluk yükledi. Bundan sonra elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız ki bu galibiyetin anlamı olsun. Bu sebeple de Gaziantep FK maçının bitiş düdüğüyle birlikte başlayan Karagümrük maçının heyecan ve stresi bu coşkuyu durgunluğa çevirdi belki de.

Önümüze maç maç bakmalı ve her maçı final havasında oynadıktan sonra o maçı geride bırakarak yeni maçın havasına girmeliyiz. Bunu taraftar, camia çok iyi başarıyor Altay’da. İnanıyorum Altay formasını giyen futbolcu kardeşlerimiz de bu sorumluluk duygusu içinde önümüzdeki maçlarda yüreklerini sahaya koyarak, çok kritik bir sezonda Kuvayi Milliyenin kulübü Altay’ı ligde tutacaklar. 

Önceki ve Sonraki Yazılar